Daha önce Fahrenheit (Indigo Prophecy) adlı başarılı oyunla sükse yapan Quantic Dream, karşımıza tekrar, modellemelerinde gerçek insanların kullanıldığı, onları hareket ettirmek içinse çeşitli tuş kombinasyonlarını kullandığımız bir oyunla karşımıza çıkıyor; işte Heavy Rain.
Konu
Oyunumuz, kurbanlarını çocuklar arasından seçen ve onları öldürme metodu olarak derin bir yere sokup yağmur vasıtasıyla doğanın onları öldürmesini bekleyen Origami Killer (Origami Katili) isimli bir katili ve ortak noktaları bu katili bulmak olan dört kişiyi konu alıyor. Origami Killer olarak bilinmesinin nedeni ise kurbanlarını öldürdükten sonra avuçları içine Origami kâğıtları yerleştirmesi. Peki katil neden böyle manyakça bir şey yapıyor? Zaten böyle bir insanın elbette psikolojisi sağlıklı biri olmasını bekleyemeyiz. Yine de bu kişiliğin yağmur suyunu kullanarak kurbanlarını 4–5 günde ölüme terk etmesinin diğer bir nedeni ise, onların aileleri ile oynayıp, gerçekten çocuklarına değer verip vermediklerini görebilmek için zorlu sınavlardan geçirmek.
Senaryonun ilerleyişi ve atmosfer şüphesiz oyunun en iyi yanını oluşturuyor. Sürükleyici senaryosu ile kimi zaman gerilimi tavan yapan atmosferi, olayların tercihlerinize göre şekil alması ve kırılma noktaları Heavy Rain’i başarılı yapan en büyük etken. Karakterlerin sevdikleri uğrana neler yapabileceklerini görmek, daha doğrusu oynamak etkileyici.
Karakterler
Önceki paragrafta bahsettiğim gibi oyun dört farklı karakteri konu alıyor. Birbirinden farklı hayatları ve Origami katili ile tek bir bağı olan bu karakterleri sırası ile kontrol etme fırsatı yakalıyoruz. İsterseniz bu karakterleri kısaca tanıyalım;
Ethan Mars
Ethan Mars, Heavy Rain dünyasına girdiğimizde kontrol ettiğimiz ilk karakter. Karısı ve iki çocuğuyla beraber dört kişilik bir ailenin babası olan Ethan Mars, sıradan, mutlu bir mimardır. Bir gün ailecek gittikleri alışveriş merkezinde büyük oğlu Jason’u kaybeder ve her ne kadar onu bulmaya çalışsa da bir arabanın Jason’a çarpmasını engelleyemez. Bu trajik olaydan sonra karısıyla araları bozulur ve Ethan ara sıra kendini kaybedip farklı farklı mekânlarda bulmaya başlar. Bu olaylardan sonra Origami Killer, Ethan ve küçük oğlu Shaun’u bir sonraki kurbanları olarak seçer.
Madison Page
Madison apartmanında tek başına yaşayan bir gazetecidir. Geceleri evinde uyumaya çalışırken kâbuslarından rahat edemez ve bu sebeple sık sık motellerde kalır. Kaldığı motellerin birinde Ethan ile karşılaşan Madison, ona yardım etmek ve Origami Killer’ın ardındaki sırrı keşfetmek istemektedir.
Scott Shelby
Eski bir polis olan Scott Shelby, karşımıza özel dedektif olarak çıkıyor. Kendisi Origami Killer’ın bazı kurbanlarının aileleri tarafından tutulmuştur. Her ne kadar Origami Killer’ı böyle araştırmaya başlasa da acı çeken aileleri görünce tek başına bu işin peşini bırakmamaya karar verir.
Norman Jaden
FBI, polis ile birlikte Origami Killer davası üzerinde çalışmak üzere karar alınca kendi adamlarından Jaden’ı polis departmanına yardım için yollarlar. Jaden, “Arttırılmış Gerçeklik” diye bahsedebileceğimiz, bir gözlük ve bir çift eldiven ile işleyen çok gelişmiş bir bilgisayar teknolojisine sahip. Taktığı zaman gözlük, sahibinin karşısına aşırı gelişmiş dokunmatik bir bilgisayar gibi çıkıyor ve istediği dosyalara ulaşmasına, videolar oynatmasına ve hatta bulunduğu çevrenin temasını değiştirmesine bile olanak sağlıyor. Jaden’ın aynı zamanda bir ilaç bağımlılığı var, işte oyunumuzda bu karakterimizle kimi zaman ipucu peşinde koşacak, kimi zaman ise bu hastalığını atlatmasında ona yardım edeceğiz.
Oynanış
Yukarıda da bahsettiğim gibi oyun şirketin önceki çalışması Fahrenheit gibi bir oynanışı gibi çok hassas bir sisteme sahip. Oynamayanlar için daha da açıklayayım; mesela bir bardağı almak için sağ analogu yukarı kaldırmamız gerekiyor fakat bu analogu narince, hassasiyetle kaldırmak var, bir de analoga abanıp bardağı kırmak var. Böyle ince detaylar bile oyunda karakterlere moral verip oyunun senaryosunu birçok şekilde etkileyebiliyor. Veya bir dolabı açacağınız zaman misal kapağı sağa çekeceksiniz, komple dual shock’u havada sağa doğru götürmek oldukça hoş. Ya da bir şeyi açmaya çalıştığınızda dual shock’u yukarı aşağı hızlıca sallamak bir hayli zevkli. Yalnız dikkat edin, dual shock ansızın elinizden uçup gitmesin:)
Aksiyon anında ise karakterlerimizi genelde doğru anda doğru tuşa basarak kontrol ediyoruz. Mesela yumruk anında karşımıza “X” tuşu çıktığında X’e basarsak başarılı bir şekilde yumruğumuzu oturtuyor, onun yerine başka bir tuşa basarsak da yumruğu gözümüzün ortasına bir güzel yiyoruz.
Kontrollerde zorlanabileceğiniz belki de tek yer benim gibi karakterleri ilerletmekte olacaktır. R2 tuşuna bastığımızda ileri doğru yürüyen karakterlere yön vermek açıkçası biraz zor. Çoğu zaman zikzaklar çizerek ilerlemeniz mümkün. Açıkçası bu durum Fahrenheit’da da vardı ve Heavy Rain’de bir iyileştirme beklerdim. Karakteri doğrudan sol analog ile ilerletebilseydik çok daha rahat ve kolay olabilirdi.
Bulmacalar
Aksiyon – macera oyunu olarak Heavy Rain’in macera yönü, daha doğrusu bulmacalar yönü biraz daha geri planda kalıyor. Oyunda öyle puzzle tarzı bulmacalar yok. Çoğunlukla Origami Killer’ın bıraktığı ipuçlarının peşinden giderek katilin istediği oyunları oynuyoruz ki bu oyunlar birçok yerde doğru tuşa basmaktan ibaret. Bunun dışında konuşmalar da büyük önem taşıyor. Bir karaktere hak ettiği gibi davranmamak ileride işinizi zorlaştırabilir ve kolayca çözebileceğiniz bir ipucunu bile zorlu hale getirebilir.
Hareketler ve Grafikler
İnsanların hareketlerine olabildiğince gerçekçi yapabilmek için oyunda “Motion Capturing” isimli bir yöntem kullanılmış. Peki, nasıl oluyor bu yöntem? Tıpkı film oyuncuları gibi karakterleri canlandıracak gerçek insanlar seçiliyor ve bu kişiler, oyunda kullanılacak hareketleri canlandırıyorlar. Bu sayede oyundaki hareketler de gerçek hayattaki ile birebir aynı oluyor. Bu nedenle oyun, konusu olsun, izlenişi olsun tıpkı bir film gibi ekranın karşısına oturtturuyor sizi.
Oyunun grafiklerine diyecek yok zaten, bir Ps3 oyunu için oyun son derece güzel grafiklere sahip. Müzikleri de geri kalmıyor tabii. Sıra dışı oynanış yöntemi ile birlikte müzikler de birleşince oyun resmen size istenilen duyguyu başarılı bir şekilde hissettiriyor. Çevre ise çok güzel işlenmiş, oyunun başında mutlu, güneşli, parlak bir ortam hissederken gerektiği zaman ise o yağmurdaki kasvetli ortamı içinize çok güzel işliyor oyun.
Sonuç
Tüm bu anlatılanları kısaca toparlarsak oyun neredeyse dört dörtlük, Heavy Rain anlatılmak isteneni size gerektiği zaman müzikleriyle, gerektiği zaman oynanış şekliyle hem harika bir şekilde gösteriyor hem de sizi hiç sıkmadan saatlerce oynanabilecek hatta izlenebilecek bir hikâyeye sürüklemesiyle mükemmel bir oyun.