Atari oyunlarınızı şenlendiren, vurduğu soru işaretini darma duman eden, oyun boyunca çoğu düşmanının çiçekler ve hayvanlar olmasıyla; ”Ulan acaba doğa karşıtı mı bu şişko?” dedirten, ancak tüm derdi yavuklusunu Ejderha ve Kaplumbağa’nın yasak aşkından doğan Bowser dayıdan kurtarmak olan, su tesisatçısı biricik Mario abimiz yeni oyun çıkartıyormuş. Daha doğrusu Mario abi değil Mario abiyi piyasaya dökenler çıkaracaklarmış. Kendisine şimdiden başarılar diliyor ve 999 in 1 kasetleriyle büyümüş bu nesli, tatmin edecek bir oyunla şenlendirmesini istiyorum.
Mario Odyssey adlı oyun, açık dünya olarak piyasaya sunulacak. Sunulsun bunu hepimiz isteriz. Ancak fragmanına baktığımızda, tamamiyle ABD bölgelerini andıran oyuni görüldüğü üzere hayran kitlelerini doyurmak için değil, tamamiyle Amerika’da Japonya ürünü pazarlama isteğiyle yaratılmış duruyor. Çölleri Meksika’dan, Ormanı Amazon’dan, New Donk City’si New York’un Donkey Kong’un tekelinde olan versiyonu olarak tasarlanmış, buram buram Nigga kokan memleketin, Japonya elinden çıkmasıyla bizi hayli gururlandırıyor.
Zira her musibetin Amerika’da olmasından kaynaklıdır ki New DONK’un da başı belada olduğundan bizim tesisatçı abiyi çağırıyorlar. Bugüne kadar onlarca oyun gördüm, hepsinin de kötü kaderi ticari emeller sonucunda gerçekleşti. Tamam iyi satsın, güzel satsın istiyorsun da, Neden Amerika var sadece? Neden Mısır’ın piramitleri yok? Neden Çin’e de gitmiyor? Oldu olacak bir eline Hot Dog, bir eline de Desert Eagle verelim, hazır New York’tayken olay çıkarsın. Ha bir de madem Amerika’da olacak, Trump Abi ile Donkey Kong’un akrabalığına dair göndermede bulunun da sahiden eğlenelim.
Tabi, benim ayar olduğum bu Amerikan rüyası fikri, o kadar karaladığım gibi bir fikirden ibaret değil, yıllardır Pokemon oyunlarına Kisho diye kullanıcı adı girerken, Japonya’dan çıkıp diğer şehirlerden tasarım alan Nintendo’nun ticari emellerinin bazen işlediğine zaman zaman şahit olmadım değil. Zira Fransa’da geçen oyunu çok hoşumuza gitmiş, diğer oyun Hawaii’de mi olacak diye triplere giren de yine Nintendo seven has kitleydi. Benim üzüldüğüm nokta, zaten Sonic bunu daha önceden yapmışken, Nintendo’nun biraz daha geç partiye katılması ve yıllardır kalitesiyle dalga geçilen bu adamların, çok iddialı girişler denemesi. Her an bir sakatlık çıkacakmış gibi durması, biz Nintendo severler için üzücü bir ihtimalken bile şirket için nelere yol açar düşünemiyorum. Sevgili Olmayan Ülke yazarları, sevgili okularım, dikkat edersiniz ki Nintendo’yu eleştiren yine Nintendo’nun kendi hayranları olduğundan bu tarz yerden yere vurmaları yapmam sadece ne denli bir dürüstlük taşıdığımızın bir göstegesidir, heheheh.
Umarım ki Nintendo hayranlarının fikirleri yerine kendi fikirlerine odaklanarak doğru işi yapar da bizimde bir kez daha Nintendocu kalbimiz kırılmaz. Sizi bu kadar darlayan yazar Kisho olarak, iyi günler diliyorum efendim.