Hardy Boys’ların geçmişi 1920’li yıllara kadar dayanan bir yapım. Stratemeyer roman sendikası tarafından Nancy Drew ile beraber yaratılan kahramanların günümüze kadar gelene kadar genellikle 10 – 17 yaş arası gençlere hitap eden televizyon dizilerinden çizgi romanlarına kadar birçok ürünü çıktı ve beğeniyle satılmayı başardı. Son yıllarda başarılı Nancy Drew serisinin gölgesinde kalan Hardy kardeşler, kendi macera oyunları “Hardy Boys: The Hidden Theft” ile karşımıza çıkarak bizlere bir Hardy kardeşler macerası nasıl olur onu göstermek istediler ve eline yüzüne bulaştırmayı çok güzel başardılar.
Bu Ne Biçim Hikâye Böyle
Hardy Kardeşler oyununun konusu ilk romanları olan “The Treasure Tower”a dayanıyor. Konu Hardy kardeşlerin evine polis kılığında bir Atac meslektaşının (ATAC’ın açılımı genç dedektifler) gelmesi ile başlıyor ve Hardy Kardeşlerimize yeni görevlerini iletiyor. Buna göre Spencer Konağı’nda (Bu herhalde Resident Evil 1 oyunundaki Spencer Konağı:) bir hırsızlık meydana gelmiştir ve yerel polis şefi Ezra Collig, dışarıdan yardım etmesi için Atac’tan yardım istemiştir. Ezra polis teşkilatında Atac’tan ve yaptıklarını bilen sadece birkaç kişiden biridir ve Hardy Kardeşlerin geçmişte yaptıkları başarılı işlerden haberdar. Ayrıca yine romandan Chet Morton ve kız kardeşi Lola ile sürpriz konuk olarak Nancy Drew’de yardıma hazır olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun konusu kısaca anlattığım gibi basit ve saçma. Yani Nancy Drew oyunları ile Hardy Kardeşleri kıyaslarsak, Nancy Drew olaylara çoğunlukla tesadüfen giriyor ve yardımcı olmaya çalışıyor ama Hardy Kardeşlerin ki biri 18 diğeri 17 yaşında iki daha affedersiniz ama velet sayılabilecek arkadaş bir nevi örgüt kurmuşlar ve polis ile yan yana çalışıyorlar. Hayal gücümü ne kadar zorlasam da bir FBI’ın yanına uyduruk Atac’ı maalesef koyamıyorum. Senaryonun akışına baktığımızda da öyle büyük sürprizlerle karşılaşmıyoruz. Görevler çok basit oluyor ve her şeyi önceden kestirebiliyorsunuz, ayrıca Nancy Drew’de karşılaştığımız Hardy Kardeşler ile bu oyundakiler sanki bambaşka karakterlermiş gibi çıkıyor karşımıza. Yani demek istediğim bazı Nancy Drew oyunlarında gördüğümüz Hardy kardeşler daha olgun, aklı başında ve ayakları yere basan tipler, burada ise iki kardeş resmen ergen çocuklar. Konuşmalar boyna kızlar hakkında ve bayat espriler havada uçuyor. Atmosfer deseniz zaten yerlerde, neredeyse hiç heyecanlı bir şey olmuyor. Kısacası senaryo ve ilerleyişi bakımından Hardy Kardeşler benden sınıfta kaldı.
İki Kardeş El Ele
Oyun esnasında isterseniz Frank veya kardeşi Joe’den dilediğinizi kontrol edebiliyorsunuz. Oyun klasik üçüncü şahıs açısından oynanıyor ve fare yardımı ile kardeşlerimizi sağ sola ilerletiyoruz. Dilerseniz karakterlerle ayrı yönlere gidebiliyor veya ikisi beraber hareket edebiliyorsunuz. Bir macera oyununun kalbi sayılabilecek envantere ise iki şekilde ulaşabiliyorsunuz. İsterseniz imlecinizi ekranın üstüne getirerek envanter simgesine tıklıyorsanız veya doğrudan farenizin sağ tuşuna basarak envanteri açabiliyorsunuz, artık hangisi rahatınıza giderse. Senaryosuna baktığımızda ise bulmacalar daha düzgün sağlam nitelikteler. Oyunun bulmacaların genelini eşyalar toplamak ve onları birleştirmek oluşturuyor ama diyaloglu bulmacalar da yok değil. Bazı bulmacalarda ise Frank veya Joe’dan birisini kullanmamız gerekiyor ve o sırada diğeri ile başka işler hallediyorsunuz. Buna bir nevi takım oyunu diyebiliriz. Ama ne yazık ki oyunun en eğlenceli kısmı sayılabilecek bu bulmacalar çok az tutulmuş, yani Frank ve Joe’yi birbirlerinden ayrı çok az görme şansı buluyoruz. Ama öbür taraftan bakarsanız mesela Frank ile bir kapının karşısındasınız ve anahtarı Joe’de, o zaman Joe neredeyse onu kapıya kadar getirmeniz gerekecekti ve bu boşa zaman harcamaktan başka bir şey olmayacaktı. Sonuçta yine de bu iki durumda dengeli bir şekilde kullanılabilirdi, yani ortada güzel bir potansiyel varmış ama boşa harcanmış. Sonuç olarak bulmacalar vasatın üzerindeler ve çok kolay ile kolay arasında gezinseler de mantık çerçevesinden ödün vermiyorlar.
Grafikler ve Sesler
Eğer biz şimdi 2000 – 2001 yılında olsaydık oyunun grafiklerini herhalde öve öve bitiremezdim. Ama yıl 2008, tamam macera oyunlarında ahım şahım grafikler, gerçeğe yakın mimikler ve fizik olayları beklemiyoruz, ama bir oyunda bu zamanda artık bu kadar kötü grafikler de kullanılmaz ki! Başta mekan tasarımları olmak üzere karakterler de dahil her şey çok detaysız. Etrafta her şey dümdüz ve bir karede inceleyebileceğiniz yerler iki taneyi geçmiyor. Karakterlerde zaten ayrı bir hikaye ve yüz ifadelerine baktığımızda robotlar bile daha az köşesiz ve daha çok mimikleri var. Ara videolar ise çizgi roman şeklinde ve bu yüzden paçayı zor da olsa kurtarıyorlar ama neye yarar. Müzikler ve seslendirmelerde idare eder vaziyette. Başta Frank ve Joe Hardy olmak üzere seslendirmeler fena değil ama senaryo hakkında bahsederken dediğim gibi çok çocuksu ortaokul muhabbeti var. Niye böyle oldu bilmem ama ortada maalesef tekniksel fiyasko yaşanıyor.
Görmezden Gelin
Genel olarak bakarsak Hardy Boys: The Hidden Theft, akranı Nancy Drew’in yanından bile geçemez, geçmeyi bırakın aynı yol üzerinde bile yürüyemez. Senaryosu kaval, teknik öğeleri zurna çalan bu oyunu bence görmezden gelin ve öyle bir oyun sanki hiç çıkmamış gibi uzak durmanızı öneririm. Biraz ağır oldu ama gerçekler maalesef bu yönde.