Yazar: Yeter Şeko
Mangaka Yoko Kamio 1992 ile 2003 yılları arasında klasik kız mangası olarak adlandırabileceğimiz bir seri çizip yayınladı. İlk bakışta çok sıradan bir konuya sahipmiş gibi duran seri, beklendiğinin çok ötesinde bir başarıya imza attı.
Çok zengin liseli bir çocuk düşünün, düşündünüz mü? Hah! Tamam, şimdi de o düşündüğünüz çocuğun zenginlik seviyesini on ile çarpın, çarptınız mı? İşte o kadar zengin biri. Tabi ki özel okula gidiyor, ama durun, onu diğer zengin sınıf arkadaşlarından ayıran bir şey var, ne mi? Okulun sahibinin oğlu tabii ki de! Üstelik yakışıklı, çevresinde ki bütün kızlar kendisine hayran, onunla konuşmuş olmak bile bir ayrıcalık… Ha yetmezmiş gibi kendisi gibi çok zengin ve çok yakışıklı üç tane yakın erkek arkadaşı var. Hatta bu muhteşem dörtlümüzün bir adı bile var; F4 Yani ‘Flower Four.’ Çiçek Çocuklar! Zenginler, ünlüler, yakışıklılar, ne isteseler hemen oluyor… Ama bütün okul onlardan korkuyor. Çünkü okulda zorbalık yapıyorlar! Adeta kendi krallıklarını kurmuşlar. Herhangi biri yanlışlıkla bile olsa onlara karşı bir hata yapsa F4 tarafından işaretleniyor. Okuldan kaçıp gidene ona türlü eziyetler yapıyorlar, hayır hayır, onlar yapmıyor tabi YAPTIRIYORLAR, demiştik ya çok zenginler çok!
İşte böyle bir okulda bursu okuyan bir öğrenci var. Kızımızın adı Makino Tsukushi. Makino iki senedir bu okulda göze batmadan hayatını sürdürmeye çalışıyor. Hani etliye sütlüye dokunmadan bir an önce okuldan mezun olayım derdinde. Ama tabi ki çok fakir ve tabi ki işler hiçte onun planladığı gibi gitmiyor. Okula bu dönem transfer olan bir kız öğrenci ile arkadaş oluyor ki bu da onun ‘Eitoku Lisesi’nde ki ilk arkadaşıdır. Okulun düzeninden ve F4’n krallığından habersiz olan bu acemi öğrenci, bir şekilde başını bu grupla belaya sokar ve tabii ki esas kızımız arkadaşını korumak için kendini feda eder. İşte hikâye de tam olarak burada başlar. Çünkü esas kızımız şu ana kadar F4’den kırmızı not alıp mimlenen kimseye benzememektedir. F4 grubunun yaptırdığı tüm eziyetlere rağmen pes etmeyen Makino’yu artık bambaşka bir hayat beklemektedir.
Japonya, Tayvan, Kore, Çin… Hatta Türkiye
Aşkı, arkadaşlığı, başarıyı, sabretmeyi hepsinden önemlisi ise gerçekte sahip olduğumuz karakterin arkasında durmayı bize tekrar öğreten hikâye Japonya’dan doğup dünyanın her köşesinden seyirciye ulaştı. Önce mangası, daha sonra animesi yayınlanan bu hikâyenin gücünü Tayvan’lı seyirci daha önce fark etmiş olacak ki Japonya’dan önce Tayvan’da animeden uyarlanan bir dizi çekildi. ‘
Meteor Garden’ başta Tayvan’da olmak üzere pek çok ülkede yayınlandı ve büyük bir başarıya imza attı. Meteor Garden’ın başarısı ile uyanan Japonya’da çok geçmeden Mangayla aynı isimli ‘ Hana Yori Dango’ dizisini çekti. Bana kalırsa çekilen bunca versiyon arasında kesinlikle en iyisi buydu. Çünkü hikayeye en çok sadık kalan ve bir yandan da anime tadı veren versiyon kesinlikle ana vatanından çıkan ‘ Hana Yori Dango’ydu.
Aslında Japon versiyonu hakkında da birkaç şey söyleyip geçebilirim. Ama sanki bunu yaparsam esas kızımız Makino’ya, esas oğlumuz Domyoji Tsukasa’ya, sanatçı ruhlu, gizemli, turuncu kafa Hanazawa Rui’e, yaptığı muhteşem çay seramonileri ile tüm japon kızlarının kalbini çalan ama motorunun arkasına hiçbir kızı oturtmayan kalbi kırık Nishikado Sojiro’ya, ailesinin Japon mafyası ile yakın ilişkisi dışında kendisi hakkında pek bir şey bilmesek de Mimasaka Akira’ya… Ve daha nice Hana Yori Dango karakterine hak etmedikleri bir şekilde davranmış olacağım. Evet, dedim ya bu versiyonun kalbinize en çok dokunan versiyon olacağına eminim. Tsukasa’nın çocuklukları, Makino’nun gerçek aşkı bulma hikâyesi, ikisi arasında geçen sonu gelmeyen kavgalar, fedakârlıklar, tüm imkânsızlıklara karşı birlikte durabilme. Ha bir de benim unutamayacağım şeylerden biride sanırım Harry Potter hayranı olan Tsukasa’nın filmdeki meşhur yemek salonunun aynısını kendi evine yaptırmış olması… demiştim size çok zengin diye . Ve tabii kesinlikle dinlemeniz gereken dizi müzikleri… Özellikle ‘Planetarium’ ve Flavor Of Life.’ Tamam şimdi, Güney Kore versiyonuna geçebilirim.
Boys Over Flowers
‘Hana Yori Dango’ için en samimi ve en başarılı versiyon demiştim. ‘Boys Over Flowers’ için söyleyeceğim şey ise kesinlikle ‘ en çok bilinen ve en çok izlenen versiyon’ olacak. Kore dizilerinin her geçen gün artan popülerliğini de göz önünde bulundurursak, aslında bu sonuç bizi çok şaşırtmamalı. Evet itiraf ediyorum; ben de ilk önce BOF’u izledim. Liseyi bitirdiğim yazdı. Evet, bende Asya dizileri izleyen arkadaşlarımı bir türlü anlamıyor, hatta onlarla dalga geçiyordum bknz; eee hepsi kıza benziyor, nesini izliyorsunuz bunların! Tamam konuya geri dönersek, kesinlikle BOF’ta izlenmeli. Hikayenin pek çok yerinde değişikliğe gidilse de, hala izleyicisini bir gecede 25 bölüm izletebilecek bir akıcılığı var. Oyuncular üzerine konuşulacak çok şey var Lee Min Ho, Ku Hye-sun, Ku Hye-sun, Kim Bum, Kim joon… Çoğu şuan Kore’nın yıldız oyuncularında ve BOF hepsinin kariyeri için önemli bir adımdı. Ama şunu söyleyemeden geçemeyeceğim. Her ne kadar kore versiyonun da ki Ji- Hoo’ yu daha çok sevsem de, japon versiyonunda ki Hanazawa Rui karakterini daha başarılı buluyorum. Neden mi ? Kore versiyonunda ki Sunbae’miz ji- hoo o kadar fazla esas kızımızı koruyup kolluyor ki artık bir süre sonra bu sizi rahatsız ediyor, çünkü ji-hoo’nun tüm fedakârlıklarına rağmen esas kızımız.
Guem Jan-di her defasında koşarak Gu Jun-Pyo’a gidince esas kızla esas oğlanın kavuşmasına sevinmekten çok, oturup arkada kalan Ji-hoo üzülüyoruz. İşte bu sebeple Japon versiyonu bunun ayarını tutturabilmiş. Son olarak Kore versiyonundan size özelikle önereceğim bir şarkı yok, Hepsini dinleyin!
Sırada ki ülkemiz: Çin
Çin; Tayvan, Japonya ve Kore versiyonlarının elde ettiği başarıyı kulak ardı etmemiş olacak ki Güney Kore versiyonunun yayınlanmasının üzerinden daha bir sene geçmeden Çin’de de ‘ Meteor Shower’ görücüye çıktı. Diğer versiyonlarından pek çok yönde ayrıldığı söylensede ‘Çin’ dizisine başlamak için iyi bir seçenek olabilir, değerlendirmek lazım.
Ve son olarak: Türkiye
Japonya’dan doğan hikayemizin şuan ki son durağı Türkiye. Az önce Çin versiyonu için benzerlerinden çok farklı demiştim, Çin versiyonunu izlememiş olmama rağmen Çin versiyonunun, farklılık konusunda Türk versiyonun yanında halt yediğine eminim. Ama dizinin bu haliyle bile ülkemizde hatırı sayılır derecede izleyici bulduğunu ve bir dönem reytingleri zorladığını biliyorum. Arada ki kültür farklı, coğrafya vs. Göz önüne aldığımızda yapılan bazı değişiklikler yerinde olsa da romantik komedi dizisinden 2124456 tane entrika ve dram çıkarmamızda bizim başarımız, ne diyeyim
Eveeet, Sonuç olarak tüm bu versiyonlar arasında bence Oscar Goes To…. Hana Yori Dango
Son olarak söyleyecek bir şey varsa bence sanırım şu:
Düşünün, bir Japonya’dan doğan, versiyonları ile Türkiye’ye izleyicisi ile dünyanın her köşesine ulaşan bir hikaye. Çoğumuz tarafında klişe diye adlandırılan bir imkânsız aşk hikâyesi. İşte dünyanın farklı yerlerinde birbirlerini hiç tanımayan tüm o insanlar, hepsi, ayrı ayrı, bu iki insanın kavuşmasını ve aşkın kazanmasını istedi ve bunu izlediklerinde mutlu oldular… Galiba tüm imkânsızlıklar sadece bizim kafamızın içinde galiba hepimiz yalnızca mutlu son istiyoruz… O zaman bizde Makino ve Tsukasa gibi olalım inandığımız şeyler için mücadele edelim. E o zaman tabi ki!
Figthing!
Bu yazı kardeş sitemiz japonsineması.com adresinden yayınlanmıştır.