Evrenin En İyilerinden: Final Fantasy XII

Bir oyun yapımcısı olarak Hiranobu Sakaguchi’nin en büyük eseri olan “Final Fantasy”, yapımcı tarafından son umut olarak geliştirilmiş olmasına karşın oyun dünyasında büyük başarılara imza atarak herkesi iflas etmekten kurtarmıştı. Son yapımlarda Hiranobu olmasa da seri daima ortalamanın üzerinde kalmayı başardı ve uzun bekleyişler sonucunda piyasaya sürülen ve şimdilik PS2’nin son Final Fantasy halkası olan 12. oyun ile yapımcı Square Enix neler başarmış onu göreceğiz.

13

“Sevişme Savaş”

Final Fantasy XII, şirin bir krallık olan Dalmasca’nın başına her türlü uğursuzluğun gelmesi ile başlıyor. Çünkü Dalmasca Krallığı yıllardan beri savaş halinde olan Archadia İmparatorluğu ile Rosalia İmparatorluğu’nun tam arasında yer almaktadır. Bu iki imparatorluk Ivalice adındaki dünyaya hakim olmak için hemen her krallığı işgal ederek egemenliği altına almıştır ve sürekli birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmaktadırlar. Dalmasca Krallığı işe iki imparatorluğun tam arasında olduğu için doğrudan bir saldırıyı zorlaştırır hale getirmektedir. Bu yüzden Archadia İmparatorluğu stratejik üstünlüğü ele geçirmek için askeri gücünü Dalmasca’ya yollar. Dalmasca için durum umutsuz olsa da sonuna kadar direnmeye çalışır. Savaş esnasında ise kralın oğlu Prens Rassler hayatını kaybeder ve akabinde kralda Dalmasca ordusunun en güvenilir generallerinden sayılan Kaptan Basch tarafından ihanete uğrayarak öldürülünce savaşın sonu gözükür ve Dalmasca Krallığı beyaz bayrağı çekmek zorunda kalır. Dalmasca Krallığının tek varisi olan Rassler’nın eşi Prenses Asche ise Archadia’nın egemenliği altına girmeyi ve onların sömürgesi olmayı kabul etmez ve tahtını bırakarak savaştan hayatta kalan sadık askerleri ile beraber direnişçiler örgütünü kurar. Fakat örgüt her ne kadar Archadia’ya karşı gelse de onları ancak bazı işlerde yavaşlatmaktan başka bir şey yapamazlar ve nihayetinde Prenses Asche Archadia askerleri tarafından yeraltı kanallarında yakalanır. İşte böyle karışık bir ortamda Vaan adındaki öksüz çocukla oyuna başlıyoruz. Vaan’nın abisi dışında kimsesi yoktur ve o da savaş sırasında Kaptan Basch’ın tüm takımı ile beraber savaşmıştır. Bu savaştan sağ kalmayı başaran Vaan’ın abisi Reks ne yazık ki iki sene sonra hayatın kaybeder. Böylece artık kimsesiz kalan Vaan başta onun gibi öksüz olan, en iyi arkadaşı Penelo ile beraber Migelo adındaki tüccarın getir götür işlerine bakmaya başlarlar. Tabi Vaan arada hırsızlık yapmayı da ihmal etmez. Ona göre o sadece Archadia’nın Dalmasca’dan çaldıklarını geri almaktadır. Bir gün, Archadia İmparatorunun oğlu ve tahtın varisi olan Vayne Dalmasca’ya gelir ve sarayda bir ziyafet düzenler. Vaan’da saraya sızarak birkaç değerli eşya yürütmenin planlarını yapmaya başlar. Saraya sızmayı başaran Vaan, orada kendilerini hava korsanı olarak adlandıran Balthier ve Fran ile karşılaşır ve üçlü kaçamadan yakalanarak zindana atılır. Üçlü zindandan kaçma girişimi sırasında yıllar önce Dalmasca kralını öldürdüğü için idama mahkum edilmiş olan ama bir kafeste esil tutulan Kaptan Basch ile karşılaşır. Basch kralını öldürdüğünü reddeder ve Vaan’lardan onu kurtarmasını ister. Zindandan kaçmak için her türlü yardıma ihtiyaçları olduğundan Vaan, Fran ve Balthier, Basch’ı da yanlarına alarak zindandan kaçmayı başarır. Vaan yanına Penelo’yu da alarak saklanmaya başlar. Ama Archadia’lı yüksek mertebeli askerler olan “Judge” yani bir nevi yargıçlar Basch’ın kaçtığını çok geçmeden fark eder ve izini bularak Basch ve diğerlerini tekrardan esir alırlar. Esir alınarak götürüldükleri gemide prenses Asche’de vardır. Böylelikle oyundaki tüm kahramanlar artık bir araya gelmiş olur ve onlar fark etmese de Dalmasca Krallığının özgürlüğü artık onların elinedir. Final Fantasy XII’nin film gibi olan konusu kısaca anlattığım gibi. Olaylar altı kahramanın bir araya gelmesi ve beraber özgürlük için verdikleri zorlu mücadeleler etrafında gelişiyor. İsterseniz oyunun kahramanlarını yakından tanıyalım.

Karakterler

vaan

Vaan oyuna başladığımızda on yedi yaşında ve ailesini kaybetmiş durumda. Bahsettiğim gibi diğer yetimler ile beraber Migelo için çalışıyor ve özgürlüğüne düşkün, Archadia İmparatorluğu’nu sevmeyen bir yapıya sahip. Gelecekte bir hava korsanı olmak isteyen Vaan, olayların içine saraya sızması ve yakalanması ile çekilir.

penelo

Penelo ailesini savaş esnasında kaybetmiştir. O da tıpkı Vaan gibi Migelo adlı tüccar için çalışmaktadır. Kendisi barış içinde yaşamak isteyen ve daima olaylara güzel, olumlu yanından bakmaya çalışan bir kişiliğe sahip

balthier

Balthier özgürlüğüne oldukça düşkün olması ile beraber kafasına eseni yapan birisidir. Kendisi savaş zamanında herhangi bir tarafta bulunmayarak “Strahl” adlı gemisiyle partneri Fran ile beraber bir nevi korsanlık yapmaktadır. Aklını her işte iyi kullanan ve en dramatik durumda bile mizah yeteneğinden bir şey kaybetmeyen Balthier çıkarı olan hiçbir işe girmemektedir.

fran

 

Fran Balthier’in gizemli partneridir ve uzun kulakları ve normal insanlardan biraz daha uzun boyundan fark edileceği üzere o bir insan değil, Viera ırkından. Oldukça soğuk kanlı bir yapıya sahip olan Fran mistik güçleri algılamakta çok iyidir.

 

basch

Dalmasca ordusunun bir zamanlar en güvenilir ve yetenekli askeri olan Basch kralını öldürdüğü gerekçesiyle vatan haini damgasını yiyerek idama mahkum edilmiş, ama bir nedenden dolayı zindanın en karanlık yerine hapsedilmiştir. Kralı öldürdüğünü düşündüğü için prenses Asche ondan nefret etmektedir. Fakat Basch kralı öldürdüğünü her halükarda reddetmekte ve Dalmasca’ya asla ihanet etmeyeceğini söylemektedir.

ashe

Prenses Asche, Dalmasca kralı ve prensi öldüğü için tahtın tek varisidir ama o Archadia sömürgesi olmayı asla kabul etmemiştir. Tek düşüncesi Dalmasca’yı eski özgür günlerine kavuşturmak olan Asche bunun için direnişçilerden meydana gelen bir örgüt kurmuştur ve elendin geleni yapmaktadır.

reks

Son olarak Reks’ten de bahsetmek istiyorum. Kendisi Vaan’ın ölen abisidir ve oyunun ilk alıştırma niteliği taşıyan bölümde Basch’ın takımındadır. Kısa süreliğine kontrol ettiğimiz Reks, Dalmasca için hayatını vermeye hazır, cesur bir yüreğe sahiptir.

Maceraya Giriş

Final Fantasy XII oyununa Kaptan Basch’ın takımında bulunan Reks karakteri ile savaşın ortasında başlıyoruz. Takımın amacı kralı kurtarmaktır. Fakat Reks taht odasına vardığında kral ve tüm takım arkadaşları ölmüştür ve Basch’tan aldığı bir bıçak darbesi ile kendisini yerde bulur. Olan biteni halka yayması için hayatta bırakılan Reks birkaç sene sonra ne yazık ki ölür. İşte bu yarım saatlik kısa bölümde anlattıklarımı oynuyorsunuz ve bölüm aslında “tutorial” yani alıştırma bölümü ve genel olarak oynanabilirliği öğreniyorsunuz. Az sonra bahsedeceğim nasıl saldırılır, yürünür, etrafa bakınır, kayıt edilir gibi özellikleri Reks sizlere teker teker öğretiyor.

11

Aman Şehri Terk Etmeyin

Final Fantasy XII’de, Vaan ile Rabanastre (Dalmasca’nın başkenti) şehrinde oyuna başladığımızda gözünüze ilk çarpan şey doğal olarak etrafın canlılığı ve karşınızdakinin gerçekten yaşayan bir şehir olması. Etrafta dolaşan her ırktan Rabanastre vatandaşı, tüccarlar, çocuklar veya sinir bozucu Archadia askerleri olsun, her yıl cıvıl cıvıl. Şehir dışı ise tam bir tehlike yuvası olarak karşımıza çıkıyor. Açıkçası nasıl oluyor anlamadım ama şehirden birkaç metre uzaklaşınca etraf hemen kurtlar, ejderhalar ve bin bir çeşit canavarla doluveriyor. Öylece etrafta gezinen bu yaratıklar sizleri gördüğü an haklamaya çalışıyor. Peki bu yaratıklar şehrin dışı olan çöl, orman gibi yerlerden niye hiç şehre saldırmaya veya içeriye girmeyi çalışmıyor? Veya dışarıdan şehre gelecek olan birisi iyi kılıç kullanamıyorsa, büyü yapamıyorsa nasıl onca yaratığı aşacak anlamış değilim. Kısacası bu unsur bana biraz acayip geldi. Neyse canavarlar vatandaşa saldırmadığı sürece sanırsam kimseye sorun olmazlar.

Savaş Sistemi

Şimdi sizlere Final Fantasy XII’de hayatta nasıl kalınır ve nasıl savaşılır kısacası bahsedeceğim. Öncelikle oyuna tek bir karakter olarak Vaan ile başlıyoruz. Ardından bu sayı çoğalıyor ve en sonunda altı karakter ve bazen bir misafir karakterle beraber yedi karakter hizmetinize sunuluyor. Gerçi misafir karakteri kullanamıyorsunuz. Genelde her bölümde değişen bu karakterler sizlerin kontrolü dışında hareket ederek size yardımcı olmaya çalışıyor. Siz ise altı kişilik grubunuzdan sadece üç kişi seçerek savaşabiliyorsunuz. Diğer üç karakterde istediğiniz zaman devreye sokarak kullanabiliyorsunuz. Tabi bunun için zaten sahada olan karakterlerden birini geri çekmeniz lazım. Savaş alanında bu üç karakterden sadece birini kontrol edebiliyorsunuz. Diğer iki karakter, varsa misafirde sizi takip ediyor. Oyuna yerleştirilen “Gambit” sistemi ile kendi karakterinizde dahil her karaktere otomatik yapmaları için komuta verebiliyorsunuz. Mesela Vaan, Basch ve Asche’den oluşan ekibi kontrol ediyorsunuz ve etrafta yaratıklar var. İşte bu karakterlere her defasında tek tek komut vereceğinize Gambit sistemi sayesinde işiniz bir hayli kolaylaşıyor. Örneğin Basch’ın gambitini yaratıklara saldır ve enerjisi düşene vita büyüsü yap diye ayarlarsanız Basch daima bu hareketleri yapacaktır. Ta ki siz değiştirene veya gambitini kapatana kadar. Böylelikle bin kere komut vermek yerine deyim yerindeyse karakterinizi otomatiğe bağlayarak işinizi bir hayli kolaylaştırabilirsiniz.

15

Silahlar ve License Tahtası

Silahlara gelecek olursak, Final Fantasy XII’de silah yelpazesi bir hayli geniş. Bıçaktan tutun kılıçlara, mızraklardan baltalara, oklardan patlayıcı silahlara kadar her şey mevcut. Tabi tahmin edeceğiniz üzere bu silahların hepsini ilk başlarda kullanamıyorsunuz. Silah yelpazenizi arttırmanız için License tahtasından bir nevi satın almanız gerekiyor. License tahtasından kısaca bahsetmek gerekirse, her bir düşmanı öldürdüğünüzde levelinizin atlaması için gereken deneyim puanlarının yanında license puanı da kazanıyorsunuz. Bu topladığınız puanlarla menüdeki lincense tahtasından silahları kullanmak için bir nevi ruhsat alıyorsunuz. Örnek vermek gerekirse uzun bir kılıç kullanmak için on beş license puan kullanarak satın almanız gerekiyor. Yoksa uzun kılıcı hiçbir zaman kullanamıyorsunuz. Ayrıca her karakterin license tahtası farklı. Bu yüzden Vaan’ın tahtasından satın aldığınız kılıcı diğer karakterler eğer onlarda satın almadıysa kullanamıyor. License tahtasında silahlardan ziyade zırhlar, kalkanlar, başlıklar, büyü ile gereken her şey mevcut. Kısacası oyuna ilk başladığınızda elinizde sadece bir bıçak varken, ilerledikçe kazandıklarınız ile karakterinizi bir hayli güçlü bir hale getirebilirsiniz.

Büyüler ve Mist Knack

Büyülerden bahsedecek olursam, silahlar gibi büyülerinde çeşidi oldukça fazla. Öncelikle sizi potion (enerji) veya kurtarıcı başka bir eşyanız olmadığı zaman kurtaracak beyaz büyüler var. Örneğin Vita büyüsü enerjinizi doldurmakta ideal. Tabi bunun için sekiz MP puanı gerekiyor. MP puanı karakterinizin büyü yapmasını sağlıyor ve her karakterin MP’si leveline göre değişkenlik gösteriyor. MP’nizi satın alabileceğiniz veya etrafta bulabileceğiniz iksirlerle ve karakterinizi yürüterek doldurabilirsiniz. MP’nizi dikkatli kullanmanızı öneririm çünkü boss düşmanlarda bir hayli lazım oluyor. Öyle karakterleri koşturarak doldurmak içinde çok fazla zamanınız olmayacak. Büyülere dönecek olursak, beyaz büyülerin yanında saldırmak için ideal olan kara büyüler buluyor. Ateş, su, buz, şimşek gibi kategorilere ayrılan bu büyüleri önce license tahtasından satın almanız, ardından kullanabilmek için dükkânlardan Gil (para) karşılığı almanız gerekiyor.  Ben size tüm büyüleri mümkün olduğunca çabuk almanızı öneririm çünkü her yaratığın veya bossun zayıf noktası farklı. Mesela ateş canavarlarına ateş büyüsü yaparsanız boşuna MP harcamış olursunuz. Onlara doğal olarak en büyük zarar su olacaktır. Siyah büyülerden sonra sırada zaman büyüleri var. Bu büyülerle düşmanınızı yavaşlatabilir hatta uyutabilirsiniz. Yeşil büyüler ise düşmanı zayıflatmaya veya sizi güçlendirmeye yarıyor. Mesela körlük büyüsü ile düşmanı kör edebiliyorsunuz. Böylelikle düşman size saldırdığında ya ıskalıyorlar ya da enerjiniz az gidiyor. Yine yeşil büyü kategorisine giren Protes ile de karakterinizin savunmasını güçlendirebiliyorsunuz. Kısacası bunlar gibi onlarca büyü çeşidi Final Fantasy XII’de sizleri bekliyor olacak. Bu arada düşmanlarınızın da büyü kullanabileceğini sakın aklınızdan çıkarmayın. Son olarak Mist Knack’tan bahsederek büyüleri bitirmek istiyorum. Her karakterin licence tahtasında elli puanlık bir mist knack bulunmakta ve bununla oldukça güçlü bir büyü yapabiliyorsunuz. Eğer birden fazla karakterinizde mist knack varsa bunları birleştirip kombo yaparak ölümcül saldırılar gerçekleştirebiliyorsunuz. Yalnız dikkat edin bir mist knack tüm MP’yi götürüyor ve eğer büyü esnasında başarısız olursanız tüm MP boşa gitmiş olur.

12

Düşmanlar

Oyunda yukarıda bahsettiğim gibi düzinelerce çeşit düşman bulunmakta. Zayıf zararsız yaratıklardan kurlara, böceklerden balçıklara, vampir kuşlardan dinozorlara, Archadia’lı asker ve büyücülerden iskelet askerlere kadar ne ararsanız var. Hepsinin gücü, yeteneği ve zayıflığı da birbirlerinden farklı olarak karşımıza çıkıyor. Benim size önerim mümkün olduğunca çok yaratık öldürün. Çünkü karakterinizin levelini ancak düşman öldürerek arttırabiliyorsunuz. Eğer hiç yaratık veya düşman öldürmezseniz karakteriniz olduğu levelde kalır ve ileriki bölümlerde bu sizi bir hayli zorlaştırır. Çünkü ileride düşmanlar ve bosslar zorlaşıyor, eğer siz zayıf kalırsanız bir çırpıda game over yazısını ekranda görürsünüz. Bu yüzden kılıcınız asla boş durmasın derim. Lakin baktınız düşman kalabalık ve o anki durumunuz savaşmaya müsait değil R2 tuşuna basarak kaçış modunu aktif hale getirebilirsiniz. Böylelikle karakterleriniz silahlarını kılıfına sokarak ayaklarını çalıştırmaya başlayacaklar.

Grafikler ve Sesler

Final Fantasy XII’nin grafikleri için söylenecek tek söz var, o da harika. PS2’nin tüm gücünü kullanmışlar diyebilirim. Özellikle Rabanastre şehri yukarıda bahsettiğim gibi capcanlı ve bunda grafiklerin rolü bir hayli fazla. Tabi bu demek değildir ki diğer mekânlar kötü. Çöller olsun, yeraltı mahzenleri olsun en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Karakterlerde bir o kadar sağlam çıkıyor karşımıza. Ana karakterlerden ziyade önemsiz karakterler bile gayet detaylı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Müziklerde grafikler kadar başarılı. Her sahnede, her aksiyonda kısacası her durumda değişkenlik göstererek sizleri asla sıkmıyor. Kısacası Final Fantasy XII teknik açıdan çok üstün bir oyun.

9

Sonuç

Final Fantasy XII konsol sahiplerinin mutlaka oynaması gereken bir RPG oyunu. Gerek konusu olsun, gerekse zengin içeriği ve teknik özellikleri bakımından RPG sevenler için ideal bir oyun diyebilirim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir