Yeniden Broken Sword
1996 ve 1997 yılında şüphesiz en iyi macera oyunları arasına giren iki oyun çıkmıştı. Broken Sword serisinin birinci ve ikinci halkası milyonlarca oyun severe ulaşmış ve büyük bir çoğunluğun beğenisini kazanmıştı. Sürükleyici konusu, bulmacaları, çizgi film tarzında görüntüleri ve kolay oynanışı bakımından mükemmel sayılabilecek bir seri ortaya çıkmıştı. Ve şimdi karşımızda serinin şimdilik son halkası “Broken Sword 3: The Sleeping Dragon” var. Yani macera bitmiş değil. Karanlık güçler ve George Stobbart yine bizlerle.
Farem Çalışmıyor!
Serinin üçüncü oyununda büyük değişikliklere gidilmiş. Bunlardan biri grafikler, diğeri de oynanış biçimi. Grafiklere sonradan değineceğim. Ama önce kontroller geliyor. Bilindiği gibi ilk iki oyun fare ile rahatça oynanıyordu. Ama Revelution Software’yi şeytan mı dürttü bilmem ama fare kontrollerini bırakıp tamamen klavye kontrollerine geçmişler. Şeytan mı dürttü dedim çünkü pekte olumlu şeyler söyleyemeyeceğim. Bizlere büyük serbestlik veren oyun gitmiş, yerine sağ sola çarparak, alkol almış gibi kayık kayık ilerlediğimiz bir oyun gelmiş. Yapımcı ne düşündü bilmem ama yanlış düşündüğü kesin. Macera oyunlarının klavye ile çok zor oynanan bir oyun olduğunu herkes bilir. Üstelik klavye kontrolleri bir macera oyununun genellikle eksi yönü olur. Hele birde kamera açıları araya girdi mi buyurun şenliğe. Sol taraf birden sağ oluyor, sağ taraf birden sol oluyor ve bir bakmışız ki kafayı duvara toslamışız. Bunun en güzel örnekleri Grim Fandango ve Monkey Island 4. Özellikle Monkey Island serisini bu son oyunu sadece kontrollerinden dolayı aşağıya sürüklemişti. Oysa üçüncü oyunu nede güzeldi. Neyse konudan fazla sapmadan biraz kontrollerden bahsedeyim. Doğal olarak ok tuşları ile hareket ediyoruz. Ekranın sağ alt köşesinde de aksiyon yuvarlakçıkları bulunuyor. Gerektiği yerde ağız, gerektiği yerde göz veya el olarak yuvarlakların içi doluyor. Bunları da “a,s,d,w” tuşları ile harekete geçiriyoruz. Misal sağ kutucuk yandı, yani göz çıktı. “d” tuşuna bakarak George’ın baktığı yeri inceliyoruz. Veya alt kutucukta büyüteç çıktı. Bunu da “s” tuşuna basarak harekete geçiriyoruz. “Shift” tuşu ile de koşuyoruz. Anlatıma baktığınızda basit gelebilir ama uygulaması cidden zor. Hele ilk başlarda, özellikle oyunun başındaki uçaktan çıkmam bir saatimi almıştı.
Kontroller Zayıf Ama Konu Sağlam
Başkahramanlarımız yine serinin yıldızları George Stobbart ve Nicole Collard. Artık ailemizin bir parçası olan George ve Nico’yu yine değişmeli olarak kontrol ediyoruz. Bu sefer konumuz ise şöyle; Yerinde duramayan arkadaşımız George, Congo’da bulunan bir profesörden mektup alır. Mektupta karanlık güçlerin yani “templars” lerin hala ayakta oldukları yazar. Tabi Geroge diğer iki oyunda bitiremediği karanlık güçleri sonsuzluğa gömmek için yola koyulur. George, arkadaşı olan Harry’nin uçağı ile beraber Congo’ya doğru hareket ederler. Ama gelin görün ki işler umulduğu gibi gitmez. Havada hiçbir bulut olmamasına rağmen garip bir şekilde ortaya çıkan fırtınadan Harry’nin hünerleri sayesinde son anda kurtuluruz ve kendimizi uçurumun dibinde buluveririz. Ve bundan sonra kontroller oyuncunun eline geçiyor. Kontrollerdeki şoku atlattıktan sonra ilk hedef uçaktan çıkmak oluyor.
Bir de Paris’te Nico’nun tarafında gelişen olaylar var. Bir bilgisayar uzmanı genç dünyanın çok büyük tehlikede olduğunu savunur. Bunun hakkında konuşmak içinde Nico’yu arar. Ama Nico’dan önce gencin yanına giden, üstelik Nico gibi giyinip peruk takmış gizemli bir kadın genci öldürür ve cinayeti Nico’nun üstüne atmaya çalışır. Bu cinayeti aydınlatmakta Nico’ya düşer. Yani yine değerli oyun severlere.
Birde oyunun ana menüsüne diğer iki oyun hakkında bilgi veren bir bölüm eklenmiş. Diğer iki bölümde neler olduğunu, karanlık güçlerin amaçları hakkında bilgi veren bu bölümün eklenmesi çok iyi olmuş. Çünkü devam oyunu olan üçüncü oyunu anlamak için ilk bölümlerde neler olup bittiğini anlamak lazım. Bu bölüm hem oynamış olanların bilgilerini tazeliyor, hem de oynamamışlara bilgi veriyor.
Grafikler Evrim Geçirmiş
Geldik grafiklere. Bilindiği gibi Broken Sword’u Broken Sword yapan, hayranlarına sevdiren en önemli özelliklerinden biride çizgi filmsi görüntüleriydi. Ama ilerleyen zaman ve teknolojinin gelişmesi sonucu Broken Sword 3’te nasibini almış 2d olan grafikler gitmiş yerine olayları daha ciddi gösteren 3d grafikler gelmiş. Bu iyimi olmuş, kötümü olmuş burada tartışmayacağım ama şunu söyleyeyim grafikler oldukça güzel, George daha karizmatik ve Nico olduğundan daha güzel görünüyor. Birazda sanki gençleşmiş gibiler. Arka plan ve mekanların özenle yapıldığı belli. Gözü yormayan yumuşak renkler kullanılmış. Karakterlerden biri ile koşarken de çıkan toz dumanda unutulmamış. Ama bazı yerlerde çok sırıtıyor. Çölde ilerlerken geride bırakılan ayak izleri ve çıkan duman güzel ama beton yolda dumanın çıkması biraz tuhafıma gitti. Ama bunlar göze pek batmayan detaylar. Grafiklerdeki asıl önemli sorun bahsettiğim gibi kontrollerden kaynaklanan kamera açıları. Bir anda değişen açılar daire çizmemize bile neden olabiliyor. Hele birde koşuyorsak duvara çarpma ihtimali yüzde doksan bunu da eklemiş olayım.
Birde ara videolar var tabi. Fena olmamışlar ama bana sanki biraz sönük gibi geldi. Açıkçası daha iyi yapılabilirdi. En önemli eksisi, eğer ölürseniz bu videoları mecburen gene izlemek zorundasınız.
Müzikler ve seslendirmeler bir önceki Broken Sword’lardan kalan birkaç iyi özelliklerden biri diyebilirim. Yine profesyonelce seslendirmeler yapılmış ve parçalar özenle seçilmiş. Hemen hemen her duruma göre ayrı müzikler çalıyor. Müzikler sayesinde adrenalinin ne zaman arttığını, ne zaman azaldığını anlayabiliyoruz. Özellikle efektlere dikkat edilmiş. Ayak sesleri, rüzgar vb. ayrıntılara çok dikkat edilmiş. Sonuç olarak müzikler mükemmel diyebilirim.
Kutu İtip Üstüne Çıkmak
Bulmacalarda ise bir düşüş var. Bulmacaların çoğunu kutuları çekmek, üzerine çıkıp ilerlemek oluşturuyor. Örneğin daha oyunun başında uçağın dengesini sağlamak için uçakta bulunan kutuyu arka tarafa doğru iterek dengeyi sağlıyoruz. Veya yüksek bir yere tırmanacağız, en yakın kutuyu itip üzerine çıkıveriyoruz. Bunun dışında yine eşya toplayıp doğru yerde kullanmak oluşturuyor, tabi diyaloglarda çok önemli. Bizlere belirli yerlerde ipuçları veriyorlar. Tabi bir diğer yardımcımızda not defterimiz. Not defterimizi açarak yaptıklarımızı, gelişen olayları öğrenebilir ve birkaç ipucu edinebiliriz. Envanterimizde ekranın sol üst köşesinde yerini almış durumda. Boşluk tuşuna basarak ekrana gelen envanterimizden dilediğimizi seçip kullanabiliyoruz veya yakından inceleyebiliyoruz.
Son Sözler…
Broken Sword 3 sizlerde garip duygular uyandırabilir. Rahat olmayan klavye kontrollerine ve değişen grafiklerine rağmen Broken Sword’a özgü senaryosunu koruyabilmesi sizleri oyunu sevmek veya sevmemek arasında sürükleyecektir. Benim gibi sıkça ilk iki oyunla karşılaştıracağınız oyun yine de bir macera oyunu olarak oynanması gereken bir yapım diye düşünüyorum.