Henüz bir yılı bile dolmamışken City Interactive FBI ajanı Nicole Bonnet’in ikinci macerası olan “Hunt for the Pupeteer”, Türkçe anlamı ile Kuklacı avı adlı devam oyununu piyasaya sürdü. Açıkçası ilk oyun vasatın üzerinde olsa da beklentileri pek fazla karşılayamamıştı. Acaba yapımcılar hatalarından ders alıp kendilerini geliştirmiş mi yoksa yine sıradan bir macera oyunu mu var karşımızda? İşte incelememiz.
Hikâye
İkinci oyunda da Nicole Bonnet başka manyak bir seri katilin peşine düşüyor. Katil kurbanlarına garip bir ayin düzenledikten sonra (Dexter?) iplerle tıpkı bir kukla gibi asarak olay yerine terk ediyor. Anlayacağınız üzere bu yüzden lakabı kuklacı. Amerika’nın güney kıyılarında başlayan ölümler Paris’e sıçrayınca hırslı ajanımız Bonnet’te Paris’e doğru yola koyulur ve olaya cinayet mahallinde bizler el atarız.
Yazar Notu: Nicole’un diğer cinayetlere ilişkin belgeleri incelediğinizde çok garip bir durum ile karşılaşıyorsunuz. Öyle ki Nicole’un Paris’e varış tarihi 15.04.2008, ilk cinayet 9.12.07 tarihinde, ikinci cinayet 15.01.08 tarihinde işlenmiş. Buraya kadar her şey normal ama şimdiki tarihlere dikkat edin. Üçüncü cinayet 03.08.08 ve dördüncü cinayette 03.10.08 tarihinde işlenmiştir. Yani oyuna göre nisan 2008’deyiz ve iki cinayet gelecekte işlenmiş. Ne diyeyim teknoloji çok gelişti, herhalde Nicole “Azınlık Raporu” filmindeki gibi cinayetleri önceden ön görebiliyor
Böyle hataları es geçersek aslında hikâye ilk oyuna nazaran bana daha ilginç geldi. Çünkü ilk oyundaki basite kaçan B sınıfı polisiye drama tadındaki senaryoya göre bu sefer daha kaliteli, karmaşık ve akıllıca düşünülmüş bir senaryo var.
Bulmacalar ve Kontroller
Art of Murder 2’deki bulmacalar çok düz bir çizgide ilerliyor. Öyle ki bir nesneyi önce sağ tıklayıp inceleyene kadar veya ne işe yaradığını, o an işimize yarıyorsa toplayabiliyoruz. Örneğin masada bir pense mi var, Nicole hemen almıyor ve başka bir yerde pense gerektiren bir zincir olduğunda geri dönmek zorunda kalıyorsunuz. Oyunun bulmacalarının geneli zaten nesne bulup kullanmak üzerine kurulmuş. Bunun dışında birkaç envanter bulmacaları da yok değil. Bunlar parçaları bir araya getirerek yeni bir şey elde etmek gibi bulmacalar. Tüm bunların dışında bir iki tane değişik eğlenceli bulmaca da karşımıza çıkıyor. Bunlarda tahmin edeceğiniz üzere puzzle türünde olanlar. Kontrollerden de kısaca bahsedecek olursam; farenin sağ tuşu incelemeye, sol tuşu almaya yarıyor ve envanteri de ekranın alt barı oluşturuyor.
Grafikler ve Sesler
İlk oyunda da fena olmayan grafikler kendini biraz daha geliştirmiş. 2D arka planlar üzerine yerleştirilen 3D karakterler sırıtmıyor ve arka plan efektleri de harika olmuş. Siz etrafı gezerken açık pencerenin rüzgar nedeni ile sallanması, yağmurun yağması veya sıcak bir ortamda ekranın hafif buğulanarak size o atmosferi yaşatması başarılı olmuş. Tek eksi herhalde mimikler diyebilirim. Gerek oyun içinde gerekse ara videolarda mimikler çok kaba ve ruhsuz duruyor. Bunun dışında karakterler ayakta iken sürekli hazır oldaymış gibi durmasaydı çok iyi olurdu. Müzikler de oldukça kaliteli ve atmosferi size yaşattırıyorlar. Seslendirmelere ise söyleyecek bir sözüm yok. Bu hususta benim dikkatimi çeken sadece bazen söylenen ile alt yazının biraz değişiklik göstermesi ve bazen alt yazı erken değişiyor. Bunun dışında ben bir sorun göremedim.
Sonuç
Art of Murder 2: Hunt for the Pupeteer ilk oyundan daha iyi bir oyun olarak karşımıza çıkıyor ama ilk oyunda yaşadığımız o monotonluğu ve tek düze ilerleyişi maalesef bu oyunda da hissediyoruz. Bunun nedeni de bulmacalar ve kendinden söz ettirecek, diğer oyunlarda olmayan bir şey olmaması. Ama ilerleyiş vasat bile olsa senaryosu ve kuklacısı ile oyun oynanabilir bir hale geliyor. Kısacası baş yapıt değil ama oynanır