Lelouch vi Britannia [Code Geass]
Benim için anime karakterlerinin en etkileyicisi, en büyüleyicisi ve en harika olanı kesinlikle Lelouch’dur. Birçok kişi zalimliği (aslında intikam duygusu ile birleşince kontrolden çıkan gücü) sebebi ile onu yargılasa da anime tarihinde yaratılmış en iyi karakter olduğunu düşünüyorum. Lelouch’un küçük yaşta annesinin öldürülmesi sırasında kardeşi tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş ve gözleri kör olmuştur. Bu olayın hesabını sormak için babasına gittiğinde ise asıl büyük darbeyi yer çünkü babasının bu olayı umursamadığı gibi kardeşi ile onu ölüme terk etmiştir. Soylu ailelerden birisinin sahip çıkması ile iyi bir okula giden Lelouch intikam yemini gerçekleştirme fırsatı bulur ve macera başlar. Lelouch gerek zekâsı gerekse karizması ile özellikle bayan izleyenleri etkisi altına almış bir karakterdir. Soğuk kanlı oluşu da karaktere ayrı bir karizma katıyor. Elbette keskin zekasını da göz ardı etmemek lazım.
L [Death Note]
Yemek yemeyi sever misiniz? Yemek sizin için bir ihtiyaç mı yoksa mutluluk kaynağı mı? Evet, yemek benim için olduğu gibi sizin içinde bir mutluluk kaynağıysa o zaman L’yi daha kolay anlayacaksınız. Çünkü L bir yemek aşığı. Evet, yemek yemeye bayılan, soğukkanlı, umursamaz bir karakter. Onun o umursamaz tavırları da onu efsane anime karakterlerinden yapmaya yetiyor ve artıyor bile. Çevresindekileri kukla gibi görünmez bir iple istediği doğrultuda yönetmesi onu usta bir dedektif kılıyor. Tuhaf suçları, uykudan nefret ettiği için gözlerinin altının sürekli kara oluşu ve garip oturuş biçimiyle de kendine has bir havası var. Daha ilk karşılaşmamızda zekice bir hamle ile televizyona dublörünü çıkararak kendisi gibi keskin bir zekaya sahip olan ezeli düşmanı Yagami Light’ın Japonya sınırları içinde oluşunu tespit etmesi zekasının büyük bir örneği.
Gasai Yuno [Mirai Nikki]
Yandere nedir bilir misiniz? Bilmeyenler için kısaca bahsedecek olursam; yandere gözü dönmüş âşıklara denilir. Yandere terimini birçoğumuzda eminim Yuno karakteri ile öğrenmişizdir. Yuno sevimli, tatlı, eğlenceli, iyi kalpli, neşeli ve oldukça kibar bir kızdır. Lakin asıl gerçek asla göründüğü gibi değildir, hiçbir zamanda olmamıştır. Yuno görünenin aksine gözünü kırpmadan, acımasızca herkesi (bir sınırlama olmaksızın genç, yaşlı, çocuk) öldürebilen, gözü dönmüş bir canidir. Onun için yaşamanın tek bir anlamı vardır; YUKİ! Yuki, Yuno’nun sevdiği erkektir. Aslında sevgili olmaları da başlı başına bir olaydır ama burada Yuno ve Yuki’nin aşk hikayesine girersek sayfalarca yazı çıkabileceğinden bahsetmeyeceğim. Yuno, Yuki için her şeyi yapabilecek son derece güçlü ve etkileyici bir karakterdir. Birçok kesim tarafından psikopat bir katil olarak nitelendirilirken aslında aşkı için yapamayacağı olmayan birisidir. Dolayısıyla soruyorum size; siz olsanız aşkınız için her şeyi göze almaz mıydınız?
Usagi Tsukino [Sailor Moon]
Sanırım sakarlığın sevimlilik belirtisi olduğunu bize kanıtlayan yegane karakter Usagi karakteridir. Adı üstünde o bir tavşan. Sevimli, eğlenceli ve masum… Hatta o kadar saf ve masum ki izleyenleri masumluğu ile büyülemeden edemiyor. Büyük aşkı Smokinli Şövalye ile maceradan maceraya atılışlarını 90’ların çocukları çok iyi bilir herhalde. Sakar ve şaşkın bir kızken Ay Savaşçısı’na dönüşümü, gücünün yetmeyeceğini bile bile sevdikleri için bütün kötülüğü karşına alışını senelerce izledik ve iyiliği ile saf kalpliliği birçoğumuz ondan öğrendik. Usagı, tek başına olmaktan ziyade arkadaşları sayesinde güçlü olan bir karakter. Ay Savaşçısı’nı Ay Savaşçısı yapan diğer savaşçılar ve ebedi aşkı Smokinli Şövalye’dir.
Alucard [Hellsing]
Böyle birisini nasıl anlatabilirsiniz ki? Öncelikle ismini tersten okuyun 🙂 Baş vampir olan Alucard, kişisel nedenlerden dolayı vampir avlayan Hellsing teşkilatı için çalışmaktadır. Ucu bucağı gözükmeyen bir güce sahip olmasına karşın efendisi Sir Integra Fairbook Wingates Hellsing’tir. Alucard, klişe vampir güçlerinin yanında büyü olarak tabir edebileceğimiz doğaüstü güçlere de sahiptir. Kırmızı paltosu ve şapkası, sarı gözlükleri ile inanılmaz bir karizma da eklenince ortaya adeta bir karizma abidesi çıkmış. Korkusuz oluşu, yıkıldıkça kat kat güçlenerek karşılık vermesi ve sinsi gülümsemesiyle Alucard’ı karşınıza almak istemezsiniz. Her ne kadar ihtiyacı olmasa da devasa silahı “Jackal”ı size doğrulttu mu geçmiş olsun.
Guts [Berserk]
Şu adamın yüzü bir türlü gülemedi. Asılan ölü bir anneden doğması ile aslında kaderi çoktan belliydi: Acı ve keder. İki metre boyu yetmezmiş gibi kendi boyu kadar olan devasa kılıcıyla Guts bir ölüm makinesi. Bu yüzden eğer şeytanı bir varlıksanız veya onu kızdıracak bir şey yaptıysanız hayırlı işler. Ömrü boyunca kılıç sallamış olan Guts, bu denli bir kılıçla gezmeyi eski ustası Gambino’ya borçludur. Henüz bir bebekken himayesine aldığı Guts’a güçlensin diye boyundan büyük kılıç verince Guts daima en az kendisi kadar büyük kılıçlarla gezmeye başlamıştır. Ebedi dostu (ve ebedi düşmanı) Griffith ile tanışıp Şahinler Takımı’na katılmasıyla hayatı tamamen değişir. Üstelik orada Casca ile tanışmasıyla ilk defa aşkı da tadar. Birçok kahramanın aksine Guts iyilik için değil kendisi ve önemsedikleri için savaşmaktadır.
Son Goku [Dragon Ball]
İlk gördüğümüzde küçücük saf bir çocuktu Goku. Dikenli siyah saçları, maymun kuyruğu ile dövüşmesini de iyi bilirdi. Goku o kadar saftı ki Bulma’yı görene kadar karşı cinsin varlığından bile bihaberdi. Sonraları biz büyüdük ama bizle beraber Goku da büyüdü. Büyüdü, evlendi ve çocukları bile oldu. Eski saflığı kalmasa da temiz kalpliliğini asla yitirmedi. Saiyan olduğunu öğrendikten sonra dünyası da bir hayli değişti. Yeni dünyalar, yeni düşmanlar keşfetti ve düşmanların her biri bir öncekinden daha güçlüydü. Lakin merak etmeyin; düşman güçlendikçe Goku da level atladı. Saiyan 1, Saiyan 2, Süper Sayan derken bu liste uzar da gider:) Goku, tipik bir halk kahramanı. Davranışları ve tavırları ile bizden birisi ve daima iyiliğin savunucusu. Seksenli yıllardan beri serisi hala devam ediyor ve Dragon Ball’a birçok yeni karakter dahil olsa da, kendisi yaşlansa da veya küçülse de hepimizin kahramanı daima Goku’dur. Bu yüzden üzgünüm Vegeta, sen daimi ikincisin.
Edward Elric [Fullmetal Alchemist Brotherhood]
Olayın boy ve kas gücünde olmadığının yegane kanıtı Edward. Sürekli küçük kardeş sanılan Edward bir simyacı. Annesi öldükten sonra küçük kardeşi Alphonse ile baş başa (ilgisiz babaları sağ olsun) kalınca yememeleri gereken bir halt yerler ve yasak simya icra ederler. Edward bir kolunu ve bacağını kaybeder lakin kardeşi Alphonse o kadar şanslı (evet maalesef şanslı diyorum) değildir. Küçük Al, komple vücudunu kaybeder ve Edward son anda ruhunu o esnada odada bulunan bir zırha bağlamayı başarır. Yani her ne kadar iki kardeş komik anlar yaşasa da aslında geçmişleri acıklıdır ve Edward’ın üzerinde sürekli bir pişmanlık duygusu vardır. Bu durumu düzeltmek için de varını yoğunu ortaya koymaya hazırdır.
Saitama [One Punch Man]
Günümüzün popüler karakteri… Her gün yüz şınav, yüz mekik, yüz squad ve on km koşu, kışın kalorifer ve yazın da klima yasak. Eğer sizde bunları saçlarınız dökülene kadar yaparsanız neden bir Saitama olmayasınız ki? Vurdumduymaz tavırları, tek ciddiye aldığı şey marketteki indirimler olan Saitama ilk bakışta önemsenmeyecek bir görünüm çizebilir lakin tek yumrukta devleri dahi yıktığında iyi ki ona bulaşmamışım diyeceksiniz. İnternette yayınlanan web – mangasından animeye kadar uyarlanan One Punch Man’in sevilen kahramanının öne çıkan en büyük özelliği yenilmez olmanın sizlere hissettirdiği haz. Listede o kadar isim var ama hiçbiri yok edilemez (belki Alucard?) değil. Fakat Saitama öyle mi? Yok edilemiyor ve sadece ama sadece tek yumrukla rakibinin işini bitirebiliyor! Bu müthiş bir güç! Düşünsenize Goku’ya veya Alucard’a karşı olduğunu? Giydiğin kıyafet komik, karizmatik değilsin ama hepimizin gönlündesin yumurta kafa:)
Spike Spiegel [Cowboy Bebop]
Vampir, devrimci, uzaylı, savaşçı olacak da uzay kovboyu olmayacak mı? Kült haline gelen Cowboy Bebop’un ana karakteri olan Spike Spiegel, gelmiş geçmiş en karizmatik karakterlerden birisi. Silah kullanımında ve dövüş sanatlarında usta, dağınık ve kabarık saçları, uzun bacakları ile güzellik abidesi desem abartmış mı olurum? Jazz müziği eşliğinde bizlere sunulan Spike için tam olarak bir kahraman diyemeyiz. Kendisi Bebop adlı uzayda yolculuk yapan gemide ortağı Jet Black ile kelle avcılığı yapmaktadır. Yani kafasına ödül koyulan suçluların peşindedirler. Elbette her kahraman gibi kendisinin de geçmişinde yaşadığı acı dolu bir deneyim vardır. Tabi, acı çekilecek ki kahraman olasın ama değil mi?
Pikachu [Pokemon]
Evet, doğru okudunuz:) Listemizin küçük sürprizi Pikachu. Anime izleyin veya izlemeyin herkes Pikachu’yu tanır. Pikachu evrensel bir karakter, bir semboldür. Diğer karakterler kadar güçlü, karizmatik veya güzel olmayabilir lakin en ünlüsü de elektrik çakan sevimli pokemonumuzdur. Hepimizin ilk göz ağrı, Ash’in ilk pokemonu ve gönlümüzün efendisi olan Pikachu bu yüzden onur konuğumuz olarak listemizde her almayı fazlasıyla hak ediyor.