Art of Murder, City Interactive adlı Polonyalı oyun firmasının ilk macera oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Olaylar New York’ta geçiyor ve soğuk şehir gecelerinde genç bir FBI ajanının kılığına bürünerek azılı seri katili yakalamaya çalışıyoruz. Bizlere Still Life’ı hatırlatan oyunun incelemesini sizler için hazırladık.
Victoria Değil Nicole
Özgürlük heykelinin memleketi olan New York’ta şu sıralar gizemli cinayetler gerçekleşmektedir. Katil tek başına hareket eden bir psikopat mı yoksa manyak bir grup tarafından mı işleniyor henüz belli değildir. Üstelik her kurbanın yanı başına Güney Amerika’dan gelme olduğu sanılan ve “artefact” dediğimiz antikalar bırakılmaktadır. Tüm bu gizemi çözmek görevi ise güzel ve genç FBI ajanı Nicole Bonnet’e verilmiştir. Konudan da anlaşılacağı gibi karşımızda bize Still Life’ı büyük derecede hatırlatan bir oyun var. Olayların baş gösterdiği ortam aynı, yine karşımızda deli bir katil var ve yine kahramanımız güzel bir bayan. Tek fark kahramanımızın adının Victoria Mcpherson değil de Nicole Bonnet olması. Birde tabi kalite farkı var ortada. Ve bu kalite farkı maalesef pozitif yönde değil, tam aksine eksi yönde. Materyal bakımından aslında oldukça zengin olan içerik pekte iyi değerlendirilememiş gibi karşımıza çıkıyor. Birde bunun üstüne mantık hataları eklenince Art of Murder sadece Still Life benzeri olarak kalıyor o kadar. Mantık hataları derken tabii ki bulmacalardan bahsediyorum. Mesela daha oyuna başlar başlamaz birçok nesneyi envanterinize alabiliyorsunuz. Üstelik ilk on dakikada aldığınız bir eşyayı oyunun son on dakikasına kadar envanterinizde tutuyorsunuz. Yani boşuna kalabalık oluyor. Ayrıca eşyaları kombine etmekte büyük bir sorun teşkil ediyor. Gerek duyulmadıkça iki eşyayı vaktinden önce birleştiremiyorsunuz ve bu da oyunu büyük derecede aksatabiliyor. Birde oyun oldukça düz bir çizgide ilerliyor. Serbestlik ve yaratıcılık maalesef pek karşımıza çıkmıyor. Bir mekânı inceleyip oradaki işi bitirmeden diğer mekâna geçemiyorsunuz. Kısacası Art of Murder’in konusu iyi ama işlenemedikten sonra elden bir şey gelmiyor.
Grafikler ve Sesler
Oyundaki kötü içeriğe nazaran grafikler oldukça iyi olarak karşımıza çıkıyor. Lakin bildiğiniz üzere sadece grafik bir oyunu kurtarmaya pek yetmiyor. Oyundaki tüm mekânlar en ince detayına kadar işlenmiş ve uyuma dikkat edilmiş. Mekân demişken, oyun sadece New York caddelerinde geçmiyor. Bazı bölümlerde egzotik mekânlara da bolca yolculuk yapacaksınız. Karakterlerde mekânlar kadar kaliteli ve canlı. Ama ne hikmettir ki bir ekranda ikiden fazla karakter olunca oyunun performansı bazı yerlerde düşüyor. Bunu farenizin imlecinin yavaşlamasından rahatlıkla anlayabilirsiniz. Gerçi oyundaki grafik ayarlarını ayarlardan rahatlıkla değiştirebiliyorsunuz. Bu yüzden bu nokta üzerinde pek fazla durmaya gerek yok. Ara videolara gelirsek, grafiklere nazaran biraz daha vasat kalıyorlar ama genelde iyiler. Arka planda gerçekleşen hava olayları ve animasyonlarda aslında daha iyi olabilirdi. Demek istediğim grafikler iyi ama sanki biraz ruh yok gibi. Arka planda çalan müzikler ise yerli yerindeler ama açıkçası öyle ahım şahım veya etkileyici değiller. Diyaloglara ise diyecek bir şeyim yok. Her karakterin sahibi işini iyi çıkarmış.
Kontroller ve Teknik Detaylar
Art of Murder, üçüncü şahıs bakış açısından ve fare ile oynanıyor. Yani klasik bir macera oyunu olarak karşımıza çıkıyor. Kullanılan “HotSpot” sistemi ile etrafınızda ne var ne yok görebiliyorsunuz. Ama bahsettiğim gibi bulmacalardaki tek düzelik bu sistemin işini biraz aksatıyor. Demek istediğim etrafta bir nesne var ama zamanı gelene kadar alamıyorsunuz. İlle de lazım olunca almanız gerekiyor. Hâlbuki gerçek bir macera sever gördüğü nesneyi hemen almak ve inceleyip zihninde nereye uyar görmek ister. İşte, maalesef böle değil. Ayrıca bulmacalarda bazı yerlerde “ölebilme” ihtimali de var. Ama merak etmeyin, oyun bu gibi önemli noktalarda kendiliğinden kayıt ediyor. Yani ölseniz bile bulmacanın başından başlıyorsunuz. Bu arada, oyunun kayıt ve yükleme zamanı bir hayli ağır.
Böyle Olmamalıydı
FBI Confidential – Art of Murder, Nicole Bonnet’e rağmen mantık hataları, tek düze ilerleyişi ve monotonluğu ile ne yazık ki sadece Still Life’nın kötü benzeri olmaktan öteye geçemiyor. Dediğim gibi sadece grafikler oyunu kurtarmaya yetmiyor. City Interactive’nin ilk oyunu diye avunmak istiyoruz ama açıkçası hayal kırıklığına uğramadan da edemiyoruz.