Bilinmezlik içinde bir İsim: Anna

2012’de bağımsız yapımcıların elinden çıkan Anna adlı macera oyununun yakaladığı ilgiden sonra yapımcılar 2013 yılının ilk aylarında oyunun “Extended” yani genişletilmiş sürümünü çıkarmayı uygun gördü. Bu yeni sürüm, yenilenmiş grafikler, elden geçirilmiş ve yeni eklenmiş bulmacalar, daha çok içerik gibi ayrıntılar içeriyor.

Yönlendirdiğimiz ve ismini bilmediğimiz karakterimiz birtakım rüyalar görmektedir ve bu rüyaların merkezinde genelde Anna vardır. Oyuna başladığımızda Anna’nın kim olduğu ve nereden tanıdığımızı bilmiyoruzdur. Fakat bu rüyalar giderek etkisini arttırmaktadır ve nihayetinde karakterimiz kendine geldiğinde rüyalarında gördüğü terk edilmiş değirmen evinin bahçesinde bulur kendini. Biraz korku, biraz merak ama en önemlisi Anna’yı bulma umudu ile karakterimiz eve girmeye karar verir ve çok geçmeden de kontrolleri biz devralırız. İlk amacımız herhangi bir kapı kolu olmayan kapıyı açarak eve giriş yapmaktır fakat eve girmek gerçekten de iyi bir fikir midir? Çok geçmeden de bunu oynayanlar da, karakterimiz de öğrenecektir.

anna1

Anna, birinci şahıs bakış açısından oynanan ve tıpkı fps oyunlarındaki gibi her tarafa bakılabilen türde bir macera oyunu. Bahsettiğim gibi terk edilmiş evin önünde kontrolleri ele aldığımızda oyunun ilk bu özelliği ve az sonra bahsedeceğim grafikleri göze çarpıyor. Anna’da eve giriş yapılmasını alıştırma bölümü olarak görebilirsiniz. Burada kontrollere alışıyor ve nasıl oynandığını ilk eve girmek için gerekli olan mekanizmayı çalıştırma bulmacasını çözerek kabataslak anlamaya başlıyoruz. Kontroller oldukça basit, klavye ile ilerliyor ve farenin tuşları ile gerekli aksiyonları gerçekleştiriyoruz.

Anna’da eve giriş yaptıktan sonra gizemli havasını anında fark ediyorsunuz. Karanlık köşeleriyle, kilitli kapılar ardından gelen ağlama sesleri ile ürkütücü bir atmosfer yaratılmış. Hatta bazı yerlerde arkanızı döndüğünüzde bu daha önce burada değildi diyerek bir garipliğin oluşması tüylerinizi diken diken edebilir. Hatta gerilime gelemem diyenler evin çıkış kapısından çıkarak oyunu dilediği zaman sonra erdirebilen ilginç bir özellik eklenmiş. Dışarı çıktığınızda karakterimiz burada kalmam doğru olmaz, aklımı yitirebilirdim gibi laflar edip ardına bile bakmadan evden uzaklaşıyor ve oyun sona eriyor. İlginç ve hoş bir detay olmuş açıkçası. Bu arada, eski değirmen evinin ilerledikçe şekil değiştirdiğini de söylemekte fayda var. Yani hiçbir şey aslında görüldüğü gibi değildir ve görünenler de göründüğü gibi değildir:)

anna2

Bana göre Anna’nın sıkıntı veren yönü bulmacaları. Açıkçası bulmacaları çözmek pek tat vermiyor ve etraftaki nesneler çok kolayca gözden kaçabiliyor. Böyle olunca aynı yerlerde dört dönüyorsunuz ve zaten ağır olan atmosferin altında iyice geriliyorsunuz. Bulmacalar genellikle doğru nesneyi bulup doğru yerde kullanmak üzerine kurulu. Tabi birçoğunda envanterinizde gerekli kombine işlemlerini hallettikten sonra. Ayrıca etrafta bulunan bolca günlük ve yazılar sayesinde Anna ve geçmişte yaşananlar hakkında fikir edinebilirsiniz. Tabi uzun uzun sayfaları okumayı gönlünüz el verirse. Dediğim gibi, bulmacalar ağır işliyor ve en büyük sıkıntı nesne avlamak. Bu yüzden ister istemez oyunun gizemli atmosferi bazı anlarda su koyuverebiliyor.

Grafiksel olarak ise Anna oldukça başarılı bir yapım. Birçok ayrıntı, ışıklandırma ve gölge oyunları oyunda yerini almış durumda. Özellikle gölgeler üzerinde bir hayli çalışıldığı belli çünkü sizin gölgeniz dışında kıpırdayan bir başka gölge gördünüz mü hemen tedirginlik hissetmeye başlıyorsunuz ki bu iyi bir şey:) Zaten daha oyuna başlar başlamaz yemyeşil çimenlerin karşınıza çıkması sizi görüntü olarak tatmin etmeye yetiyor. Ara video ise oyunda pek fazla yok. Genelde ekran buğulanıyor ve bir anı, olay anlatılmaya başlanıyor, o kadar. Açıkçası birkaç güzel ara sahne eklenebilirmiş diye düşünüyorum. Biraz da müzikler ve seslere değinecek olursam; müzikler çok az ama çok da güzeller. Önemli bir olay oldu mu çalıyorlar genelde ve bunu dışında oyuna ölüm sessizliği hâkim. Karakterimizin ayak sesleri ve yaptığımız gürültü dışında (tabi duvarların arkasından gelen sesleri saymazsak) pek bir ses yok ki en ufak bir tıkırtı da sağ sola kaçışmanıza yetiyor.

anna3

İlk çıkan sürümü oynamadığım için Extended Edition ile kıyaslamada bulunmadım ve okuduklarım dışında farklılıkları kendi gözümle görmedim. Anna, atmosferi ve grafikleri ile oldukça hoş bir macera oyunu ama bulmacaları insanı uğraştırıyor. Eğer bu tarz macera oyunlarından hoşlanıyorsanız (Pernumbra, Amnesia benzeri) Anna’ya da bir göz atabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir