Black Mirror’un ilk oyunu, Nibiru ve Reprobates gibi başarılı macera oyunları piyasaya süren Çek firma Future Games, 2010 yılında Alter Ego adında bir macera oyunu piyasaya sürmüştü. Black Mirror tarzı karanlık ortamları dedektif temalı bir oyun olan Alter Ego’nun incelemesini sizler için hazırladık.

Nedir bu Alter Ego?

Alter Ego, Latincede diğer benlik, çifte hayat gibi anlamlara gelmektedir. Oyunun bu ismi almasının sebebi de büyük ihtimalle oynanabilir iki karakter bulundurması. Bu karakterlerden bir tanesi İrlandalı Timothy Moor. Timothy’nin amacı Amerika’ya göç etmektir ama polis de onun peşindedir. İkinci karakterin adı ise Dedektif Briscol’dur. Plymouth şehrine yeni atanan Briscol’un ilk görevi Sör William Arthur Lewis’in etrafında dönen cinayetleri çözmektir. Beyaz Canavar lakaplı William, yaşadığında halk ondan çok korkmuştur ama bu adam öldüğünde bile insanların huzuru yerine gelmez. Çünkü insanlar arasında dönen bir dedikoduya göre Sör William ölüyken bile mezarından çıkmakta ve ölüm saçmaktadır. Bir yandan Timothy büyük kaçışının peşindeyken cinayetlerin peşindeki Briscol ile yolları kesişir ve gizemli ve bir o kadar da karanlık bir macera başlamış olur.

Alter Ego, ilk bakışta insanın aklına Black Mirror oyunlarını getiriyor. Aynı tarz çizimler, karanlık atmosfer ve gerilim hâkim oyunda. Lakin Black Mirror seviyesinde beklemeyin. Oyun için daha çok Black Mirror’un küçük kardeşi diyebilirim.

Bulmacalar

Bulmacalar bakımından Alter Ego, inişli çıkışlı bir performans sergiliyor. Timothy ile daha çok doğru nesneyi doğru yerde kullan bulmacaları çözerken veya belirli kapıları açmaya çalışırken Briscol ile daha çok evrak işine gireceğiz. Briscol ile bulduğumuz belgeleri düzenliyoruz ve onlarda ipuçları arıyoruz. Ayrıca biraz da dedektifçilik oynamıyor değiliz. Örneğin bir ofiste belirli ipuçları arama, kıl – tüy gibi. Timothy ile de mesela ıslak bir gömleği nasıl kuruturuz gibi işlemler gerçekleştiriyoruz. Açıkçası iki karakterin de bulmacaları biraz vasat. Genelde senaryo ile kopuk şeyler ve konu üzerinden değil de o an durumu kurtarmak üzerine kurulu. Az önce dediğim gömleği kurutma işlemini buna yine örnek verebilirim.

Grafikler ve Sesler

Grafikler bakımından Alter Ego için gayet başarılı diyebilirim. Özellikle 2D arka planlar hem gündüzleri hem de geceleri değişen atmosferi ile çok başarılı. Işıklandırmalar, arka tarafta yaşanan olaylar (suyun akması, böceklerin vızıltısı gibi) gayet başarılı oyuna aktarılmış. Karakterler biraz hantal ama birçok macera oyununa göre onlar da iyi. Alter Ego’nun müzikleri de benden geçer not almayı başardı. Döneme ve atmosfere uygun iyi parçalar kullanılmış. Seslendirmeler de bir o kadar başarılı ama karakterlerle yaşanan senkron bozukluğu küçük çapta bir hayal kırıklığına neden oluyor. Yani görsel tamam, işitsel olarak da tamam ama ikisi bir araya tam getirilememiş. Karakter ağzını kapatıyor ve cümle devam ediyor ya da tam tersi bir durum teknik bakımdan oyuna biraz gölge düşürmüş.

Sonuç

Black Mirror’a benzemesi ile Alter Ego dikkatinizi çekebilir ama hem konunun devamlılığı hem de bulmacalar bakımından maalesef pek tatmin edici değil. Lakin görsel olarak ise çıktığı döneme göre gayet iddialı bir yapım.