Alone in the Dark Üçlemesi ile Geçmişe bir Bakış

Sinema dünyasında nasıl unutulmaz filimler varsa veya televizyonlarda nasıl efsane diziler varsa oyun dünyasında da şüphesiz artık kendilerine “klasik” denebilecek birçok oyun vardır. Bir Monkey Island serisi olsun, Gabriel Knight olsun, daha aksiyon içerikli Resident Evil olsun hepsi birer başyapıttır ve oyun severlerin gönüllerinde taht kurmayı başarmışlardır. Şimdi ise bu klasiklerden biri olan ve aşağı yukarı 15 yıllık bir geçmişi olan “Alone In The Dark” serisini ele alacağım. Hadi biraz karanlığın içine dalalım.
1992 yılına geri dönelim. Berlin duvarı yıkılalı üç sene olmuş, Bill Gates şimdiki kadar zengin değil, disket oyunlar her yerde yok satıyor. En önemlisi ise, 1992’nin Alone In The Dark yılı olmasıdır. Bu yılda “Infogrames” adlı bir yazılım firması macera oyunları dünyasında çığır açacak bir oyunun yapımına başladı ve kısa süre sonra piyasaya sürdü. Serinin kahramanının adı “Edward Carnby”, kendileri özel dedektif. Carnby’nin yanında birde bayan kahraman olan “Emily Hartwood” var, üstelik her ikisinin senaryosu ve oyunu bitiriş şekli farklı. Durum böyle olunca oyunun çekiciliği ve ilginçliği bir kat daha artmış oluyor.
Serinin ilk oyununun konusu kısaca şöyle; oyunun bayan kahramanı Emily’ye amcası ölünce “Dercero” adlı malikâne miras kalır. Ama hiç kimse duvarların arkasında ne gibi sırlar saklandığını bilmemektedir. İşler garipleştiğinde ve ürkütücü bir hal aldığında durumlar tehlikeli olmaya başlar ve özel dedektif Carnby malikâneye çağırılarak gizemli sırları çözmeye çalışır.

6e8ae8d857caa1d8a7733ea0d841e7134c02acd696539648095504232cc2e7d8_product_card_screenshot_600

Tabi malikâne sahibi Emily’de köşede oturacak değil ya, o da işlere el atmaya başlar ve maceraya kiminle başlanmak istendiği oyuncuya kalır. Oyunun konusundan daha fazla bahsetmek istemiyorum çünkü hala Alone In The Dark ile tanışmamış arkadaşlar olabilir. Oyuna geri dönersek; oyunun konusu bir yazar olan Lovecraft’ın “Chtulhu” mitolojisinden esinlenmiş. (Bir diğer Lovecraft eserinden uyarlanma “Call of Chtulhu: Dark Corners of The Earth”i şiddetle tavsiye ederim.) Durum böyle olunca malikânenin canavarlar tarafından kaynaması doğal karşılanmalı. Oyun esnasında yumruk, ok veya ateşli silahlarla birçok canavar öldürme şansına sahip olacaksınız.
Oyun severler oyunun büyük bir kısmını sağlık paketleri, cephane ve bulmacalar için çözümler arayarak geçiriyor. Sonradan çıkan CD versiyonuna birkaç yeni “mini” bulmacalar eklenmiş durumda. Oyunun şüphesiz diğer çığır açan özelliği ise grafikleri oldu. Piksel ve vektör grafiklerin birleşimi ile ortaya serbestçe hareket edilebilen, 3 boyutlu bir yapım ortaya çıktı. Özellikle ilerledikçe veya başka bir odaya girince değişen kamera açıları zamanında büyük beğeni toplamıştı. Kontrollerde o zamanlar övgüleri toplamayı başarmıştı. Klavyede yedi tuş ile oynanan oyun her kesimden insanın çok hoşuna gitmişti. Oyunun CD versiyonunda yenilenmiş müzikler ve daha kaliteli seslendirme bulmak mümkün. Oyunun beğenilmeyen yanını ise bulmacaların oldukça kolay olması ve oyun süresinin kısa olması oluşturuyordu. Bu küçük eksilere rağmen Alone In The Dark serisinin ilk halkası büyük beğeni ve başarı elde etmeyi başarmıştı.

alone-in-the-dark-the-trilogy-1-2-3-11-700x525

…ve ikinci oyun takibe başladı

İlk oyunun elde ettiği büyük başarıdan sonra, yaklaşık bir sene sonra devam oyunu olan Alone In The Dark 2 raflardaki yerini aldı. Oyunun kahramanı yine Edward Carnby olmuştu. İkinci oyunun konusu ise kısaca şöyle; Edward’ın yakın arkadaşı Ted Striker uzun süredir kayıptır. Öte yandan sekiz yaşındaki Grace Saunders’te kaçakçılar tarafından kaçırılmıştır. Edward arkadaşı Striker’dan uzun bir süre haber alamayınca Saunders davasını ele alır ve kaybolan çocuğun peşine düşer. Edward yaptığı araştırmalar sonucunda Grace’nin kaçırılmasının deniz korsanlarının ve bir “vodoo” rahibesi Jarret ile bağlantılı olduğunu öğrenir. 1724 yılında Jarret Noel zamanı bir çocuk kurban etmiştir. Jarret’in sonsuz güzellik elde etmesi için Noel zamanı yüz yılda bir, bir çocuk kurban etmek zorundadır. Şimdi senelerden 1924’tür ve büyük ihtimalle kurban Grace Saunders olacaktır. Oyunun konusunun Lovecraft mitolojisi yerine “vodoo” gibi büyü ve ayinler üzerine kurulu olması, ilk oyundaki atmosferin yinede yakalanmaması başarmayı bilmiştir.
İkinci oyunda oyuncu kendisini Los Angeles ve San Francisco arasında bulunan “Hell’s Kitchen” adlı bir kalede buluyor. Bu kalede Grace’yi kaçıran Jack ve çetesi terör estirmektedir. İkinci oyunda bu sefer bayan karakterimiz Emily bulunmamakta. Onun yerine oyunun ilerleyen bölümünde Edward, Jack’in çetesi tarafından kaçırılır ve oyunun kontrolleri bir müddet Grace’nin eline geçer. Yani kısa bir süre Grace’yi yönetiyorsunuz.
Kısacası ilk oyundaki seçme şansı bir nevi zorunluluk haline getirilmiş. Oyunda Grace’yi yönetirken doğal olarak sekiz yaşındaki bir çocuğu yönettiğiniz için silah kullanamıyorsunuz. Bunun yerine dar yerlerden geçerek ve saklanarak Edward’ı kurtarmaya çalışıyorsunuz. Oyunun ilerleyen bölümlerinde Hell’s Kitchen’de işiniz bitince kendinizi efsanevi korsan gemisi uçan Hollandalı’da bulacaksınız. Alone In The Dark 2’de oyuncuyu tatmin eden sadece konu değildi. Oyunun teknik kısımları da oldukça iyiydi. İlk bakışta her şey aynı gibi görünüyor. Aynı grafik motoru, kontroller, aynı kamera açıları. Ama dikkat edildiğinde detay seviyesinin arttığını görebilirsiniz. Müzikler daha etkileyici, seslendirmeler profesyonelce. Üstelik ikinci oyunda joystick kontrolü de bulunmakta. Özellikle ilk oyunda eleştirilen bulmacalar bir hayli düzeltilmiş. İlk oyunda kimi eleştirmenler tarafından “bebek oyunu” olarak nitelendiren bulmacalar bu sefer herkes tarafından başarılı bulundu. Tabi bazı kesimler bu sefer bulmacaların zorluğundan şikâyet etmeye başladı. Fakat bulmacalar ne kadar zor olursa olsun hepsi gayet mantıklı ve akıl doluydu. Özetlemem gerekirse; Alone In The Dark 2 ilk oyununu gölgede bırakmayı başardı ve elde ettiği başarılara başarı katarak zirvedeki yerini iyice sağlamlaştırdı.

alone-in-the-dark-the-trilogy-1-2-3-11-700x52522

Her iyi şey üçlü olanlar mı?

Alone In The Dark 2 ilk oyunlarını gölgede bırakan nadir devam oyunlarından birisi olmuştu. Durum böyle olunca serinin üçüncü oyunundan beklentiler bir hayli yüksek olmuştu. Bu arada yapımcı Infogrames’te epey değişikliğe uğramıştı. Oyunun grafik motorundan sorumlu kişi olan Frederic Raynal görevinden ayrılmıştı. Frederic’in daha sonraları geliştirdiği yeni grafik motory “Little Big Adventure” adlı oyunda kullanıldı.
Peki, Infogrames bu eksiği giderebilecek miydi? Maalesef hayır. Üçüncü oyun ikinci oyundan iki yıl sonra çıktığı halde yine aynı grafik motorunu kullanılmıştı. Bu durum birçok Alone In The Dark hayranını hayal kırıklığına uğratmıştı. Oyunda toplam 270 arka plan resmi bulunuyor ve aza indirgenen detaylar elle çizilmiş durumda. Oyunda vahşi batı havası estiren müzikler gerilimli müzikleri biraz arka plana atmış durumda. Ayrıca oyunda toplam 60 karakter (birkaçı hayalet) bulunmakta ve onlar üçüncü serideki birkaç yenilikten nasibini almış durumda. Gelelim oyunun konusuna; serinin üçüncü oyununda ilk oyundan tanıdığımız Emily yine bizlerle. Emiley Hollywood’un ünlü bir film firması olan “Hill Century”de çalışmakta. Çekimler sırasında tüm film ekibi birden ortadan kaybolur. Sadece Emily’nin atı geri dönmeyi başarmıştır. Tabi doğal olarak kayıp film ekibini bulmak özel dedektif Edward Carnby’ye düşer. Bu sefer işin içinde eski kızıl derili mezarları ve lanetleri vardır. Edward ile MG’lerden tutun Winchester’lar kadar bir bu sefer büyü kitaplarını da silah olarak kullanma fırsatına sahipsiniz. Ayrıca bolca anahtar ve sağlık paketlerinin peşine de düşeceksiniz. Alone In The Dark’ın üçüncü oyunu ilk iki oyun kadar etkileyici bulunmasa da ( gerçi eksi bir yanı yok, sadece pek fazla yenilik bulunmamakta) yinede oynayıp denenmesi gereken bir oyun.
Alone In The Dark’ın ilk üç serisinin hikâyesi böyle. Tabi birde serinin dördüncü oyunu ve 2008 yılında çıkıp maalesef başarısız bulunan beşinci oyunu var. Dördüncü oyunun incelemesini de sitemizde bulabilirsiniz. Dünya’da bir milyonu aşkın kopya satmış olan bu Alone In The Dark serisi kuşkusuz en çok satanlar listesinde daima en üstlerdeki yerini korumakta. Ayrıca Alone In The Dark, zamanında “Most Orginal Game” , “Best Animation” ve “Game of The Year” gibi birçok ödülü de kazanmış durumda. Sizlerde eski oyunları seviyorsanız ve korku oyunları ile aranız iyi ise Alone In The Dark serisini mutlaka deneyin derim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir