Ayyaş Buda’nın eğlenceli bir kitap olacağı kapağından belliydi…
Gölge e-Degi Kadıköy Buluşması’nda Göktuğ Canbaba ile tanışma fırsatı bulmuştuk. Yeni yılın ikinci kitabı olarak başladığım Ayyaş Buda, farklı bir okuma deneyimi oldu benim için.
Canbaba, Nepal ve Tayland seyahatlerini hayal mi yoksa gerçek mi olduğunu tam olarak anlayamayacağınız olaylar ile süsleyip samimi şekilde anlatıyor.
Bu yolculuklar boyunca yazar eşlik eden dostu Ferit adlı bir dostu var. Ferit’in öykülere doğrudan etkisi olmuyor, genelde Canbaba’nın yakınmaları ile nasıl bir insan olduğu hakkında fikir sahibi oluyoruz.
Pek de faydalı bir insan değil gibi!
Kitap ilerledikçe, anlattıkları kadar alkol tüketmişlerse, öyküler bu alkolün etkisiyle kurgulanan şeyler mi diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Macera mı arıyorlar, sürekli ilginç olayları kendilerine mi çekiyorlar?
Sadece alkolü seven iki sıradan arkadaş da olabilirler…
Lakin iki arkadaş da olduklarına emin değilim!
Birkaç öykü sonra “ya bu Ferit gerçek mi?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Canbaba’nın yoğun eleştirilerine maruz kalan, öte yandan öyküleri tamamlayan yancı konumundaki Ferit, gerçekten var olan biri mi? Yoksa yazarın aslında olmak istemediği, kaçtığı, değiştirmeye çalıştığı kendisi mi!