Diğer adı: Tales from Earthsea, Gedo Senki
Yönetmen: Goro Miyazaki
Stüdyo: Studio Ghibli
Senaryo: Goro Miyazaki
Müzik: Tamiya Terashima
Tür: Macera, Fantastik
Yıl: 2006
Süre: 115 Dakika
Animeler ile iç içe olup da Studio Ghibli ismini duymayan herhalde yoktur. Gökteki Kale, Komşum Totoro, Yüreğin Sesi, Ruhların Kaçışı, Howl’un Yürüyen Şatosu gibi ülkemizde Türkçe dublajlı olarak da yayınlanmış animelerden birisinin yeri mutlaka gönlümüzde ayrıdır. Çoğumuz için de animeye başlama sebebidir Ghibli yapımları. Studio Ghibli deyince ise doğal olarak aklımıza bir başka isim daha geliyor: Hayao Miyazaki. Aslına bakarsanız, ne Miyazaki olmadan Ghibli düşünülebilir ne de Ghibli olmadan Miyazaki. Bu adam ve bu stüdyo öyle bağdaşmışlardır ki Hayao Miyazaki emekli olduğunu açıkladığında (İlk defa emekli olduğunu açıklamamıştır ama bu sefer ciddi oluğunu söylemiştir. Buna karşın Miyazaki’nin uzun bir dinlenme evresine girdiği söyleniyor.) Studio Ghibli de yapımlarına geçici olarak ara verdiğini duyurmuştur.
Yazımızın konusu olan Gedo Senki veya Türkçe adı ile Yerdeniz Öyküleri de tahmin ettiğiniz üzere bir Studio Ghibli yapımı. Elbette işin içinde yine bir Miyazaki var. Lakin “bir Miyazaki var” lafımdan anlayacağınız gibi bu sefer durum biraz farklı. 2006 yılında vizyona giren ve iyi – kötü karışık yorumlar alan filmin yönetmeni Hayao Miyazaki’nin oğlu, Goro Miyazaki. Yerdeniz Öyküleri, kendisinin ilk yönetmenlik deneyimi. (ikincisi ise 2013 yapımı Rüzgar Yükseliyor) Goro Miyazaki’nin asıl uzmanlık alanı peyzaj mimarlığı. Lakin kendisi babasının izinden gitmeyi uygun görmüş. Lafı fazla uzatmadan, bakalım veliaht Miyazaki nasıl bir iş çıkarmış.
Yerdeniz Öyküleri’nin çıkış noktası Ursula K. Le Guin’in Earthsea adlı romanıdır. Lakin yazarın yaptığı açıklamada da belirttiği gibi, anime filminin konusu ile kitaplar sadece geçtiği dünya ve karakterler bakımından ilişkili. Hikaye olarak anime filmi farklılıklar gösteriyor.
Her şey bir savaş gemisinin heybetli dalgalar ile mücadele etmesi ile başlıyor. Yaşanan fırtına ve beraberinde getirdiği kaos yetmezmiş gibi, gökyüzünde beliren iki ejderha birbiriyle savaşmaya başlar. Lakin şöyle bir durum vardır: iki ejderhanın birbiriyle savaştığı asla görülmemiştir. Diğer taraftan, Enland Kralı’nın kulağına bunun gibi uğursuz birçok haber gelmektedir. Ekinler yetişmemekte, hayvanlar hastalanıp ölmektedir. Üstelik oğlu Arlen de bir gündür kayıptır. Kralın büyücüsü Root’un dediğine göre dünyanın dengesi bozulmuştur. Kralın morali bozuktur ve sakin kafayla olan biteni düşünmek için odasına çekilmek ister ama karanlık koridorda oğlu Arlen olduğunu öğrendiğimiz çocuk kralı bıçaklayarak öldürür. Akabinde, Arlen kralın kılıcını alarak saraydan kaçar. Çöle doğru yola koyulan Arlen’i burada kurtlar sıkıştırır ama onu Sparrowhawk Ged (Türkçe adı ile Çevik Atmaca Ged) adında güçlü bir büyücü kurtarır. Arlen’in amacı nedir? Neden babası kralı bıçaklamıştır? Çevik Atmaca neden çöldedir? Bunun gibi kafamızda birçok soru işareti ile beraber Arlen ve Çevik Atmaca uzun ve tehlikeli bir maceranın ilk adımını atmış olurlar.
Şunu baştan söylemekte fayda var: İçerik ve hayal gücü olarak Goro Miyazaki’nin babasının seviyesine gelmesi için daha çok çalışmaya ihtiyacı var. Yerdeniz Öyküleri bir Studio Ghibli yapımı olduğunu belli ediyor, stüdyonun yüzünü de kara çıkarmıyor ama en zayıf eserlerinden biri olmaktan da maalesef kurtulamıyor. Bir kere Hayao Miyazaki’nin bizlere sunduğu o doğaüstü atmosfer, Yerdeniz Öyküleri’nde kendisini belli edemiyor. Ruhların Kaçışı veya Howl’un Yürüyen Şato’sundan alıştığımız o fantastik dünya, Hayao Miyazaki’nin eşi benzeri olmayan hayal dünyası bu animede pek yok. Elbette Yerdeniz Öyküleri de fantastik bir âlemde geçiyor ama diğer Studio Ghibli yapımları ile kıyaslandığında -ki bunu yapmak zorundayım- bu animede daha ciddi, daha sade ve monoton bir havanın hâkim olduğunu görüyoruz. Ayrıca ana karakter Arlen de bu seriye hiç yakışmamış. Filmi izledikçe çocuğun psikolojik sorunları olduğunu görüyoruz. Sürekli dert yanan ve mutsuz görünen Arlen, bir müddet sonra izleyeni de etkiliyor ve sizi adeta boğmaya başlıyor. Bir de kahraman gibi lanse edilmesini şahsen pek tasvip etmedim. Diğer tarafta Çevik Atmaca lakaplı büyücülerin başı olan Ged adında bir adam var. Büyücülerin başı olduğuna göre bu adam çok güçlü olmalı ama nedense sürekli arka plana atılmış ve Arlen öne çıkarılmak istenirken kendisi ne yazık ki gölgede kalmış. Anlatmaya çalıştığım olay şu: Filmin konusu kesinlikle kötü değil. Lakin bir Studio Ghibli yapımı gibi büyülü bir sunum da yapılmamış. Üstüne üstün bir Studio Ghibli filminin karakterleri her daim sempatik ve kolay sevebileceğimiz, empati kurabileceğimiz şahıslar olmuşlardır ama Yerdeniz Öyküleri’nin karakterleri ile bağ kurmak çok zor.
Hikayenin sunumu ve karakterleri bakımından Yerdeniz Öyküleri bir Studio Ghibli yapımı olmanın yükünü omuzlarında zor taşısa da çizimleri bakımından gurur duyabilir. Yine müthiş manzaralar (Goro Miyazaki’nin peyzaj mimarı olmasının faydaları) ve renk havuzları var karşımızda. Detay seviyesi de “İşte Studio Ghibli’nin gücü!” diye adeta haykırıyor. Anime filminin karakterleri de Ghibli yapımı olmanın izlerini taşıyor. Bununla demek istediğim, bir Studio Ghibli karakterini gördüğünüzde onun bir Ghibli karakteri olduğunu hemen anlarsınız. Bu arada Çevik Atmaca Ged için gölgede kalan bir karakter dedim ama o haliyle bile karizma sahibi. Dedim ya, ana karakter ile bağ kuramıyorsunuz diye, Arlen, Ged’in karizmasına sahip olsa veya en azından enerjisi ile neşe saçsa şu an bambaşka şeyler yazıyor olabilirdim. Animenin bir diğer ağır topu da bolca kullanılan İskoçya kökenli müzikleri. Animenin bestecisi Tamiya Terashima çok iyi bir iş çıkarmış ve başta gayda olmak üzere birçok enstrüman animeye ruh üflemiş. 2007 yılında da filmde çalan parçaların toplandığı bir eser yayınlanmıştır. Türkçe seslendirmelerde ise herhangi bir sıkıntının olduğu söylenemez. Elbette her dizi – film orijinal seslendirmesiyle güzeldir ama Yerdeniz Öyküleri’ni Türkçe de rahatlıkla izleyebilirsiniz.
Yerdeniz Öyküleri, ülkesi Japonya’da vizyona girdiği ilk hafta Karayıp Korsanları: Ölü Adam’ın Sandığı filmini birincilikten alarak tam beş hafta boyunca birinci kalmayı başarmıştır. Vizyona girdiği yıl olan 2006 yılında en çok izlenen dördüncü film unvanına sahiptir. 22 milyon dolarlık bütçe ile gerçekleştirilen anime filmi 68 milyon dolar ile üç katından fazla hasılat elde etmiştir. Orijinal eserin sahibi Ursula K. Le Guin ise filmdeki şiddeti biraz eleştirmiş ve Goro Miyazaki’ye: “benim kitabımda bunlar yazmıyor, bu tamamen senin filmin ve iyi de bir film” sözlerini söylemiştir. Ayrıca yine Goro Miyazaki’yi üstü kapalı kastederek “Henüz donanımlı olmayan birine fazlaca sorumluluk verilmiş” demiştir. Bu sözünden de Ursula K. Le Guin’in Goro Miyazaki için “kırk fırın ekmek yemesi gerekli” dediğini anlayabiliriz. İşin enteresan tarafı ise filmin o yıl içinde gerçekleştirilen Bunshun Raspberry Ödülleri’nde (2005’ten 2008’e kadar en kötü filmlere ödül vermiştir) 2006 yılının en kötü filmi ve yönetmeni ödülünü almış olması. Bir sene sonra ise Japonya Akademi Ödülleri’nde en iyi animasyon kategorisinde kazanamasa da aday gösterilmiştir. Anlayacağınız, Yerdeniz Öyküleri hakkında yapılan eleştiriler bir hayli karışık.
Yerdeniz Öyküleri, Studio Ghibli yapımı olduğunu çizimleri ve içeriği ile belli ediyor. Lakin yaşattığı atmosfer, heyecan ve hikâyenin işlenişi bakımından ne yazık ki tam anlamıyla Ghibli olmanın hakkını veremiyor. Goro Miyazaki, yönetmenlik deneyimine fena bir başlangıç yapmış sayılmaz. Hatta omuzlarında Studio Ghibli yapımı olmanın verdiği yük olmasa ve bu animeyi herhangi başka bir anime stüdyosu çatısı altında çıkarmış olsaydı, eminim bu kadar eleştiriye maruz kalmayacaktı. Nitekim arkanızda Studio Ghibli gibi bir marka varsa doğal olarak beklentiler de çok daha fazla oluyor. Sonuç olarak Goro Miyazaki’in iyi bir yönetmen olduğunu ama bir Hayao Miyazaki de olmadığını söyleyebilirim. Yerdeniz Öyküleri ise hoş, hatta izlenmesi gereken bir anime ama Studio Ghibli yapımı olmanın hakkını veriyor mu? Bence hayır.
Bu yazı http://japonsinemasi.com/ ve Japon Sinema Dergisi’nde yayınlanmıştır.