İvan’ın Çocukluğu (1962) Tarkovski Sineması -2

İvan’ın Çocukluğu (1962)95’ Siyah-Beyaz

“Sinema, insanlığa hiçbir şey öğretemez, çünkü insanlık, hiçbir şey öğrenemeyeceğini, son dört bin yılda yeteri kadar ispatlamıştır…”
Andrey Tarkovski

Savaşın ve şiddet eylemlerinin yaşandığı günümüzde Tarkovski, kendi yaşadığı çağdan günümüze, geçmişten geleceğe gerçekçi bir bakışla insanlığın ve sinema sanatının durumunu, açıklamaya çalışırken, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan menfur darbe girişimini lanetliyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Tarkovski ilk sinema filmi İvan’ın Çocukluğu için, “Savaşa karşı duyduğum bütün nefreti aktarmak istiyordum…” Cümlelerini kullanmıştır. Çocukluk temasını seçtiğini çünkü çocukluğun savaşla en fazla çelişen hal olduğunu dile getirecektir. Filmin bir plan üzerine inşa edilmediğini savaşla çocuğun duyguları arasındaki karşıtlığa dayandığını, bu çocuğun bütün ailesinin savaşta öldürülmüş olduğunu film başladığında çocuğun savaş ortamında olduğunu anılarında aktarır.
İvan’ın

TITLE: IVAN'S CHILDHOOD ¥ PERS: BURLYAYEV, NIKOLAI ¥ YEAR: 1962 ¥ DIR: TARKOVSKY, ANDREI ¥ REF: IVA004AJ ¥ CREDIT: [ THE KOBAL COLLECTION / MOSFILM ]
 THE KOBAL COLLECTION / MOSFILM 
Çocukluğu, Tarkovsky Sinemasını anlamak adına çok önemli bir dönemi temsil eder. Tarkovski, ilk film deneyimini için şu açıklamalarda bulunur;
“Dürüst olmak gerekirse, bu ilk filmimden edindiğim deneyimlerin, yönetmen olup olmayacağım sorusunu açıklığa kavuşturmada bana yardımcı olmasını da istemiştim. Bu yüzden dizginleri oldukça serbest bıraktım. Hiçbir kısıtlama belirtmeksizin kendimi olduğu gibi filme yansıtmaya çalıştım. O sıralar şöyle düşünüyordum: “Bu film bir şeye benzerse o zaman film yapma hakkını da elde etmiş olurum. İşte özellikle bu yüzden İvan’ın Çocukluğunun benim gözümde özel bir önemi vardır. Bu film, benim açımdan, yaratıcı çalışma yapma hakkına sahip olup olmadığımı gösterecek bir tür sınavdı.”

 
“8 kişiyiz. Hiçbirimiz 19 yaşından büyük değil. Bir saat içinde kurşuna dizileceğiz. İntikamımızı alın.”
İkinci dünya savaşı yıllarında geçen filmimiz küçük İvan’ın cephe hattındaki hikâyesini anlatıyor. İvan, Ukrayna cephesinde Sovyetler ile Naziler arasındaki alanda Kızıl Ordu için casusluk yapar ve planlar çıkarır.
Teğmen Galtsev ile başlayan macerası düşlerle dolu bir macerayı ve verilen mücadeleyi gözler önüne serer.
İvan’ın yetimhaneden kaçışı, partizanlara katılması ve Nazi kampından kaçışı ile geçen yaşamı cephe hattında onu askeri okula göndermeye çalışan Katasonov, Kholin ve Gryaznov ile kesişir.
İvan askeri okul fikrini sevmez ve kaçar. Artık gerçek ile düş bir aradadır. Yolda yıkılmış bir evin çevresinde yaşlı adamla karşılaşır. Yaşlı adam her şeyini kaybetmesine rağmen hayata ve bir ülkenin geleceğine dair çok önemli bir söz söyler.
“Ocak ve baca sonsuza dek tütecektir.”t2

Tarkovski tek kadın karakteri Masha ile sevgi ve savaş temalarını derin bir anlatımla ifade etmeye çalışır. Kelimeler yetseydi sinemaya ihtiyacımız olmazdı sanırım… Pek çok çıkarımda bulunabileceğimiz bu sahnede Yüzbaşı Kholin, Masha’yı görürüz. Sovyet dönemi sinemacıların mesaj kaygısını Tarkovski’de de görürüz.

Küçük İvan, Gryaznov’ı ikna eder ve orduda kalmasını sağlar. İvan aktif görevine devam eder. Cephe hattındaki nehirden karşıya geçen İvan’dan daha sonra haber alınamaz.
t3Kızıl Ordu Berlin’e girmiştir. Galtsev, Gestapo karargâhındaki askerlerden biridir ve Nazi bürokrasisinin kurşuna dizilen ve idam edilen herkes için tuttuğu dosyaları gözden geçirmektedir. Sonunda bir dosyanın üzerinde Ivan’ın resmini görür.
Gözler yaşananların aynasıdır.

Tarkovski sineması şiirseldir. Şiirin güçlü anlatımı Tarkovski’de görmek mümkündür. Babası şair olan Tarkovski bu güçlü anlatımını temellendirdiği filmde İvan’ın Çocukluğu olacaktır.
Çekim açılarda zamanın en güzel örneklerini sergilemektedir. Hayal sahnelerindeki geçişler, ani ve hızlı vurucu çekim açıları karşımıza çıkar.
Her sahnesi ayrı ayrı incelenmesi gereken bir başyapıttır.

t5Tarkovski İvan’ın Çocukluğundan on bir sene sonraki röportajında ilk filmi için, “Yönetmenin kendi zevkine ters düştüğü, ‘duygusal olarak’ daha güçlü olması gereken çok fazla sahne olması anlamında bana zayıf bir film gibi göründü. İnsan kendi diliyle konuşmalı. İvan’ın Çocukluğu, kendini ifade edeceğini pek bilmeyen, kendi t4dilini halâ bulmamış genç bir adamın imzasını taşıyor.” İfadelerini kullanmıştır.
Tarkovski insanın, köklerine, kaynaklarına inanması gerektiğini. Nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne için yaşadığını bilmesi, yani sürekli olarak yaratıcısına bağımlılığını hissetmesi gerektiğini söyler… Aksi takdirde, eğer Tanrı düşüncesi aşılırsa, insan hayvana döner. İnsanı hayvandan ayıran özellik, bağımlılık duygusu, kendini bağımlı hissetme özgürlüğüdür. Bu duygu maneviyat yoludur. İnsanın talihi, maneviyata giden bu yolu durmaksızın geliştirmesindedir.
Haftaya ki yazımızda da Tarkovski’nin Andrey Rublev filmi ile sanat ve din kavramlarını da ele alacağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir