Dar bilinç alanınızı genişletin: Dylan Dog Vampirler Macerası Üzerine

Marvel’in “comics” tadındaki filmlerini çok sevsem de, Tiziano Sclavi’nin yazdığı “film” tadındaki Dylan Dog serüvenlerine bayılıyorum. Şurası bir gerçek ki, aylık yayınlanan çizgi romanlar içindeki birçok kaliteli macera aynı sinema filmleri karşısındaki TV dizileri gibi unutulup gidiyor. Zaman zaman eski maceraları okuyup hafızayı tazelemek lazım belki de.

Sergio Bonelli Editore’nin bir çok çizgi romanının filmlerden ya da oyuncudan ilham aldığını bilirsiniz. Martin Mystere’deki, Titanic’i Batırın (Lal Yeni 12) adlı macera, ya da yine Martin Mystere’de “Öldüren Fıkra”(Tay Süper Albüm 37-38) adlı macerada Wilbur Preskett’in Woody Allen’a benzemesi gibi. Ama ben olaya daha farklı bakıyorum: Bence bazı maceralar filmden sadece ilham almakla kalmıyor, filmi tamamlıyor da! İşte Vampirler (Vampirler, Hoz 23) adlı öykü de bunlardan biri.

İtalya’da 1991, Türkiye’de ise 2010 yılında yayınlanan “I Vampiri isimli Dylan Dog macerası da birkaç defa okunup üzerinde düşünülmesi gereken öykülerden.  Kitabın tamamladığı film, John Carpenter’ın They Live (1988) adlı yapımı. Filmi özet geçmek gerekirse, kahramanımız eline geçen bir gözlüğü taktığında bazı “insanları” canavar şeklinde görmeye başlar, reklamlarda, dergi kapaklarında da cicili bicili resimler yerine “İtaat et”, “satın al” gibi hükmedici ifadeler yazdığını farkeder. Filmin bize söylediği şudur: “Gördüğünüz dünya, gerçekleri kapatan bir örtü.”

dd-2-sayfa 80Vampirler adlı macera da bize şu soruyu soruyor: “Özgür müyüz?”

“Uyuşturucu satıcısı” olarak anılan bir grup, saklandıkları yere baskın yapan askeriyeye bağlı özel bir ekip tarafından öldürülüyorlar. Hem de teslim olmalarına rağmen.  “Satıcılar” içinden sadece bir kişi kaçarak kurtuluyor. “Uyuşturucu” olarak anılan şeyi koluna enjekte ettikten sonra askerlerden birinin elbisesini giyerek aralarına sızıyor ve özel ekibin merkezine girerek birçok kişiyi öldürüyor. Ama rast gele değil. Bazılarına “sen onlardan değilsin” diyerek bir şey yapmıyor. Sonunda kendi de ölüyor. Hem de ölmeden hemen önce bir vampire dönüşerek!

dd-1-sayfa 79TV’de ne katliamdan ne de vampirden bahsedilmiyor. Kahraman İngiliz askerine direnen uyuşturucu satıcılarının yok edildiği söyleniyor. Başbakan bu kahramanları tebrik ediyor. Herkes de inanıyor. Eh ne de olsa televizyon hep doğruyu söyler değil mi? (!)

Vampire dönüşen adamın öldürmediği askerlerden biri, Dylan Dog’a gelince Kabuslar Dedektifi de konuya dâhil oluyor. Hayatından endişe eden adam ilerde öldürülse de Dylan bu davayı bırakmıyor. Ve sonunda, bahsedilen “uyuşturucunun” bir serum olduğunu, uyuşturmak bir yana insanın gözlerini açtığını öğreniyoruz.

Dylan Dog serumu aldıktan sonra gazete bayiindeki bir dergi kapağında “President George Burns”ün fotoğrafını görüyor. Bir vampir şeklinde! Eh Gerorge Burns olsa olsa eski ABD başkanlarından George Bush olabilir. (1991 tarihli olduğuna göre, Baba Bush) Sokakta da bol miktarda vampir var. Reklamlara poz vermiş mankenler, metroda yolculuk edenler, durakta bekleyenler…. Her yerdeler…

Kısacası, vampir görünümlü kişiler (belki de gerçekten vampirler) aramızda yaşamaktadırlar ve devlet bunu bilmemizi istememektedir.

Macerayı baştan sonra anlatma niyetinde değilim. Ama söyleyeceklerimin havada kalmaması için özetlemek zorundaydım.

İlk defa David Icke’ın ortaya attığı, birçok ünlünün insan derisi giymiş yılan benzeri yaratıklar olduğunu söyleyen “reptilian” iddialarını görmüşsünüzdür. Bush ailesinden İngiliz kraliyet ailesine, Angelina Jolie’ye kadar birçok ünlünün aslında insan olmadığı iddiaları, son yıllarda alay malzemesi olduğu kadar popüler hale de geldi. Ama ben, maceranın bununla alakalı olduğunu sanmıyorum.

Kitap, aramızdaki vampirlerin kim olduğu sorusunu yanıtlamıyor. Yani onlar uzaylı mı? Mutant mı? Ne? Zannediyorum Tiziano Sclavi de bu soruyu açıkça cevaplamaktan kaçınmış ve böylece maceranın fantastik boyutunu artırmak istemiş. Bu da bizim alt okuma yapmamıza olanak sağlıyor.

Eğer dergi elinizdeyse 79. Sayfaya bakmanızı istiyorum. Dylan Dog serumu yeni almıştır ve ilk defa bir vampir görmektedir. Vampire bakarak “Kör Şeytan” diye bağırır. Peki vampir ne yapar? Sadece şaşırır…. Ben buradan hareketle, macerada vampir olan birçok varlığın, vampir olduklarını bilmediklerini düşünüyorum. Aynı şekilde vampirlik olarak görülen şey de bence sadece için dışarı yansımasından ibaret. Yani aslında ortada uzaylı yok. Onlar da sizin, benim kadar insan. Kaldı ki “vampirler” düşüncesini açtığı Bloch bunu “çılgınlık” olarak adlandırırken, Dylan bu düşüncenin Kuveyt savaşı ya da TV yarışmalarından daha çılgınca olmadığını söylüyor (sayfa 89) Her şeyi bir araya getirin: Dergideki Başkan- Başkanın açtığı Körfez Savaşı, Cicili bicili dünya, mankenler-Hayaller üzerine kurulu TV yarışmaları…. Sizce Vampir kim o zaman?

Bu arada, gerçeklik serumunu kullananlar da kısa süreli vampire dönüşmektedirler. Bunun da alt okumasını yapalım: Serum, insanların gözlerini açıyor ve gerçekleri görmelerini sağlıyordu. Zaten vampir olanlar serum olmadan gerçeği çok önceden görmüş insanlar olabilirler mi? Tiziano Sclavi “Bu dünya vampirlik yapan, insanların kanını emenlerin dünyası” demek istiyor olmasın?they-alive

Bu arada macerada Groucho’nun birkaç defa ciddi sözler söylediğine hayretle şahit oluyoruz. 45. sayfada “Dağınıklık için özür dilerim patron” ve 81. sayfada “Ehm… Merhaba üzgünüm ama patron yok. Ve müşterileri bu saatte kabul edemiyoruz. Siz yarın tekrar gelin”

Aynı şekilde dergi boyunca Dylan Dog’un birkaç defa Groucho gibi espri yaptığını görüyoruz. Adını sorduğu askerin “Bunu söylemeye iznim yok” diye cevap vermesi üzerine, “Hımm adın uzunmuş. Sana kısaca yok desem olur mu?” diye karşılık vermesi gibi. (sayfa 36)

Groucho’nun esprilerini her zaman beğenmişimdir. Bu kitaptaki favorim de şu: Hangi hayvan bir binadan daha yukarı sıçrayabilir? Hepsi çünkü binalar sıçrayamaz!

Dylan’ın sözleri ile bitirelim: Vampirleri, uyuşturucu (serum) kullanmadan tanımayı öğrenmeli ve şiddet kullanmadan mücadele etmeliyiz. 69’da ne diyorlardı? “Dar bilinç alanınızı genişletin.”

Bu yazı Gölge e-Dergi’de yayınlanmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir