DİKKAT SPOİLER İÇERİR!
Fan, sıra dışı bir Hint filmi. Psikolojik bir aksiyon ve eşsiz bir hikaye sunuyor. Filmin sloganı şu: “En büyük hayran, en büyük düşman haline gelirse ne olur?” İddialı bir başlık. Ve açıkçası, filmin bu sorunun cevabını verdiğini söyleyebilirim.
Shah Rhuk Khan’nın en ciddi filmlerinden birisi olan Fan filminin yapımcılığı Yash Raj Films’e aittir, yönetmeni Maneesh Sharma’dır. Film diğer SRK filmlerine göre oldukça enteresan bir yerdedir. Bilindiği üzere Shah Rhuk Khan, genelde romantik komedi, dram filmlerinde yer alır. Lakin bu filmde kadın başrol oyuncusu bile bulunmamaktadır.
Yash Raj film, 2013 yılında filmin çıkışını ilan etmiştir ve çekimler 2014 yılında başlamıştır. Yash Raj Films aynı zamanda Dilwale Dulhania Le Jayenge (Cesur Yürek Gelini Alır) filminin de yapımcısı. Bilindiği üzere Dilwale Dulhania Le Jayenge Bollywood filmleri arasında büyük bir öneme ve yere sahiptir. Aynı zamanda en uzun süre vizyonda kalan filmdir.
Shah Rhuk Khan, Happy New Year filminde bir sakatlık geçirdiği için Fan filminin yayınlanması ertelenir. Film, Hindistan’ın Mumbai ve Delhi şehirlerinde, onun dışında İngiltere ve Hırvatistan’da geçiyor.
Filmde, Aryan (SRK) isimli bir Bollywood starına hastalık derecesinde hayran olan Gaurav (SRK) isimli gencin macera dolu ve dramatik hikâyesi anlatılıyor. Bu arada Aryan ve Gaurav isimli iki karakteri de Shah Rhuk Khan oynuyor. Aryan 48 yaşında bir adam, Gaurav ise 16 yaşında bir genç. Plastik makyajın SRK’yi gençleştirmesi bir yana, SRK’nin genci oynamayı bırakıp tam anlamı ile genç olması da görülmeye değer.
Gaurav, Delhi’de kendi kasabasında, Aryan’a benzeme yarışmasında ödül kazanıyor. Gaurav daha önce de üç sefer aynı ödülü almıştır. Gaurav, Aryan ile tanışmak için Delhi’den yola çıkıp Mumbai’ye gidiyor. Aryan’ın ünlü olmadan önce yaptığı gibi bilet almadan kaçak olarak yolculuk yaparak onun kaldığı otelde ve o odada kalıyor. Ertesi gün Aryan’ın doğum günü kutlamasına giden Gaurav, Aryan’ın yüzlerce hayranı olduğunu ve Aryan’ın dikkatini orada çekemeyeceğini anlıyor. Oysa Gaurav’ın tek isteği ödülünü Aryan’a göstermek ona sarılmak; anne ve babasının Aryan için gönderdiği hediye helvaları kendisine teslim etmektir. Aryan’ı sevmeyen başka bir oyuncu Aryan’a kötü sözler söyleyince, Gaurav çıldırıyor gidip oyuncuyu döverek ona Aryan’dan özür dilettiriyor ve görüntüleri internete koyuyor. Bunu gören Aryan kızıyor ve Gaurav’ı dövdürüp tutuklattırıyor. Bu da her ne kadar film de olsa polislerin Hindistan’da tutuklarını dövme hakkı olup olmadığı sorusunu akla getiriyor.
Aryan itici gibi dursa da kendisine göre doğruları ile hareket eden olgun biri ve kötü bir insan da değil. Gaurav’ı dövdürmesinin nedeni sadece ona bir ders verebilmek. Belki de daha önce böyle fanları ile tanışan Aryan, onun tedavisini şiddette görmüş olabilir. Nitekim film bu “hastalığın” bir tedavisi olmadığını söylüyor.
Filmde kötünün ve aşkın olmayışı bence bir eksiklik olarak karşımıza çıkıyor.
Gaurav, film boyunca intihar etme tehdidi ile bir şeyler elde etmeye çalışıyor. Trende, Mumbai’ye gelirken de tren görevlisini bu şekilde ikna ederek bedava yolculuk yapabilmiştir. Filmin sonunda da yine Aryan’ı intihar blöfü ile kandıracağını düşünüyoruz. Lakin umduğumuz gibi olmuyor. Bir nevi yalancı çobanı hatırlatıyor Gaurav.
Gaurav’ın şu sözleri hastalık derecesine ulaşan fanatizmin boyutunu özetliyor: “Seni ne kadar çok sevdiğimi sen bile anlayamazsın”
Filmde Aryan’ın hayranları ile buluşmak için sokağa çıktığı sahnede herkes “I love you Shah Rukh” diye bağıryor. Filmde bu sahneyi niye kullandıklarını anlamadık. Ve oldukça komik geldi bu sahne. Hint filmlerinde özellikle kurgu yaparken ayrıntılara fazla takılmıyorlar ve bu Hollywood izleyicisini oldukça rahatsız ediyor. Çünkü Hollywood sinemasında büyük bütçeli filmlerde kurgu hatasına pek yer verilmezken Hint sinemasında (daha düşük bir bütçeden dolayı sanırım) kurgu hataları görülebiliyor.
Filmde SRK’nın tavırları gerçekten genç bir adam gibi. 50 yaşında olup bu şekilde hareket edebilmesi oldukça şaşırtıcı. Ayrıca filmde müzik kullanılmamış. Klasik Hint filmlerinde mutlaka birden fazla müzikli sahne vardır ama bu filmde hiç müzikli sahne yoktu. Bu da oldukça enteresan.
Filmde büyük bir kalp kırıklığı var. Tanıtım için çekilen “Jabra” klibi filmde yer almıyor ve filmdeki kalp kırıklığını klipteki Fan yazısının kırılıyormuş gibi göstererek yansıtmışlar.
Filmin hareketli klibi Jabra’ya aldanıp eğlenceli bir film izleyeceğinizi düşünebilirsiniz. Ancak bizi bir dram bekliyor.
Sıra dışı filmlerle SRK’nin “Romantik Krallık”tan sıyrılmaya çalıştığı biliyoruz. Fan da bunun en sıradışı örneği. Romantik bir film ile milyonları rahatlıkla elde edebilecekken, kendi rahat bölgesinden uzaklaşarak farklı bir kulvarda ilerliyor.
Farklı olmasının en büyük sebebi de filmde hiç bir şarkının, dansın ve aşkın bulunmayışı! –ki bu bir Hint filmi için hiç de alışıldık bir şey değil.
Romantizm yok, şarkı yok, çok az mizah var. Bunun yerine Mumbai, Dubrovnik ve Delhi’de geçen aksiyon var.
Filmin bize hissettirdikleri de Jabra’nın hissettirdiklerinden çok farklı. Karanlık ve ciddi duygular bunlar.
Filmi “Hayran olduğu kişiyi yakalamaya çalışan “hayran” ile hayran olunanın rolleri değiştirdiği bir film olarak özetleyebiliriz. Ancak bu klasik “kılık değiştirme” değil. Avcı av, av da avcı konumuna geliyor ve kovalamaca Dubrovnik’e, İngiltere’ye kadar uzanıyor.
Film olumlu eleştiriler aldı. Shah Rhuk Khan’nın son birkaç filmdir aldığı başarısızlıkların ardından bu filmin muhteşem bir dönüş olduğunu söyleyebiliriz. 13 milyon dolara mâl olan film, 28 milyon dolar hasılat elde etmiş.
Filmin IMDB puanı 7.8.
Film 22 Temmuz’da Türkiye’de gösterime girecek.