Ladri di Biciclette – Bisiklet Hırsızları

Film Vittorio de Sica’nın en ünlü filmidir ve savaş sonrası İtalya’sında geçmektedir. İşsizliğin yüksek olduğu bir ortamda bisiklet gerektiren bir iş bulan Antonio Ricci’nin para kazanmak için verdiği mücadeleyi izliyoruz. Eski püskü dağınık evlerin arasında geçen filmde Antonio Ricci ve ailesinin dramı bize sunuluyor. Film çoğunlukla Antonio ve oğlu Bruno üzerinden akıyor fakat görmesek de filmin ana unsuru tabii ki bisiklet. İtalyan Yeni Gerçekçi filmlerinin temel özelliği olan toplumsal bakış açısı ve gerçekçiliği de Sica bize bir aile üzerinden sunuyor. Halkın çektiği işsizlik derdi ve Antonio’nun iş bulduktan sonra ‘2 Yıl’ daha bekleyemeyeceğini söylemesi ve bisiklet alabilmek için çarşaflarını rehin bırakmaları da halkın yaşadığı durumu gözler önüne seriyor.

Filmde Vittorio de Sica İtalyan Yeni Gerçekçi Akımı’nın getirisi olarak amatör oyuncular kullanmıştır. Doğal ışıktan yararlanan de Sica kurguda abartıya kaçmamıştır. Film Roma’ya tutulmuş bir ayna olarak nitelendirilebilir. Kilise, karakol, genelev, lokanta, otobüs sıraları gibi mekanların belgeselini izlemiş izlenimi yaşatmaktadır. Özellikle kilise sahnesinde bir avukatın önlük takıp insanları tıraş etmesi, kayıp ihbarında bulunduğu sırada Antonio’nun yanında polisin arkadaşına “sadece bisiklet” demesi bize ülkedeki sosyal yapı ve mevcut durumu sunmaktadır. Ayrıca lokantada Bruno’nun dönüp baktığı masayla ilgili babasının söyledikleri de göz ardı edilemez.
Filmde toplumun durumu aslında bu dememi sağlayan ve benim en çok dikkatimi çeken sahne ise karısı Maria’nın gittiği falcıya gitmek zorunda kalan Antonio’nun durumudur. Geçmişten gelen tarih bilgilerimde ülkelerin kötü bir gidişata sürüklendiği dönemlerde halk falcılara kahinlere gitmektedir. Hatta Osmanlı Devleti’nin bir döneminde ülke yöneticileri bile falcılarla içli dışlı olmuş ve büyük sıkıntılar bitmek bilmemiştir. Sadece Antonio’nun falcı kadına gittiği sahne üzerinden bile bölgede zor ve sıkıntılı bir dönem yaşandığını söyleyebilirim.
Vittorio de Sica’nın Ladri di Biciclette’si İtalyan Yeni Gerçekçi Akımı’nın en çok bilinen eseridir. Sosyal yapıya tutulmuş bir ayna, bir belgeseldir. Sokak çekimleri, kameranın özgür olması, filmin düşük bütçeli olması, amatör oyuncuların yaptığı doğaçlama oyunculuk (Bruno’nun yağmur yağarken düştüğü sahnede üzerini silkeleme şekli gibi – buraya gif gelirdi de dev üşendim ödeve de sinirliyim zaten), hümanist ve toplumcu bakış açısı gibi özelliklerle Bisiklet Hırsızları Yeni Gerçekçilik Akımı’nı oldukça yansıtmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir