Selam hikikomoriler. Bir çoğunuz otaku kelimesinin anlamını biliyorsunuz fakat belki bazılarınız hikikomori tabirini bilmeyebilir. Açıkcası N.H.K. ni Youkoso izleyene kadar bu NEET tabirinden benim de haberim yoktu. Ki bu tabirleri animeyi izlerken bol bol duyacaksınız. Bir japon psikiyatrist Tamaki Saitō hikikomori hastalığını şöyle tanımlar; “Yirmili yaşlarda gözlenen, bir kişinin kendisini eve kapatma ve sosyal yaşantıdan altı ay veya daha uzun süre soyutlama durumudur. Fakat bu durum başka psikolojik problemlerin temel kaynağı olarak görülmemelidir”. NEET ise “Not in Education, Employment, or Training” anlamına gelen yani herhangi bir eğitim, öğretim ve çalışma durumunda olmama anlamına gelmektedir. Bu terimleri animede bol bol duyacaksınız.
Öğretici bir giriş yaptıktan sonra artık asıl konuma geri dönebilirim. Öncelikle anime Tatsuhiko Takimoto’nun aynı isimli romanından uyarlamadır. Ve animeyi izledikten sonra şahsen bir insanın böyle bir roman yazması için aynı dertlerden muzdarip olduğunu düşünmeden edemedim. Kaldı ki izledikten sonra belki bir çoğunuz bu animede kendi hayatlarınızdan parçalar göreceksiniz. Animede az da olsa ecchi unsurları mevcut. Pek seinen ya da josei gibi görünmese de anlattığı hikaye olarak kesinlikle yirmili yaşların üstünde olan izleyicilere daha çok hitap ediyor.
"Every event is inevitable. If it wasn't, it wouldn't happen." W. Grant
Hikaye ana hatlarıyla 3 yıldır ailesine söylemeyen, üniversiteden atılmış, dışarı çıkmaya korkan ve bütün zamanını tek odalı apartında geçiren hikikomori Satō Tatsuhiro’nun kendisine komplo kurulduğu ile ilgili şizofrenik sanrılarıyla başlıyor. Ve ona bu huyunu yenmesi için yardımcı olmaya çalışan, bir anlaşma teklif eden Nakahara Misaki’ye aslında bir hikikomori olduğunu kabul edene kadar aksini kanıtlamaya çalışmasıyla devam ediyor. Hikayenin içinde özellikle erkek okuyucalara hitap eden bir çok anekdot
mevcut. Kısa yoldan para kazanmak için oyun yapmaya çalışmak ya da oyun oynayarak para kazanmaya çalışmak gibi. Hatta bir oyunda tanışılan, hiç görmediğin kıza aşık olmak bile. Bu konularda Satō’yu önemli ölçüde etkileyen kişi ise tesadüfen yan odasında yaşadığını öğrendiği anime otakusu lise arkadaşı Yamazaki Kaoru. Bir de Yamazaki’nin hayranı olduğu anime karakteri Purin’in şarkılarına “Giga Pudi” ile gönderme var. Bilmeyenleriniz Youtube’dan hemen aratıp kendi diline giga pudi şarkısını dolayabilir.
" I read a quote once when I was a kid We live alone, We die alone. Everything else is just an illusion it used to keep me up at night." George Zinavoy
Bütün komplo teorilerini Satō’nun kafasına sokan kişi ise lisedeki edebiyat kulübü başkanı, kendisine sürekli senpai diye hitap ettiği Kashiwa Hitomi. Eğer animedeki karakterlerin hayatımızın belirli kısımlarındaki bunalımlarını temsil ettiğini düşünürsek Kashiwa Hitomi size üniversiteyi bitirdikten sonra dertlerinizin bitmeyeceğini hatırlatan depresif karakter.
Çabuk etkilenen biriyseniz ve hayatınızda sosyal olarak bazı sıkıntılara sahipseniz sizi temin ederim ki bu anime sizin psikolojinize iyi gelmek ve gelmemek arasındaki ince bir çizgide seyredecek. Fakat karakterlerin yaşantılarında kendi yaşantınızdan bir çok kesiti görmeniz sizi bu animeye en çok bağlayan unsur olacak buna eminim. Dağınıklıtan çöp eve dönmüş öğrenci evleri, ardı arkası kesilmeden içilen sigaralar, bomboş ve bir şey yapmadan geçirilen günler buna dahil. Ve erkekler için bir tık daha fazlası. (Hayır efendim bunu ben ima etmiyorum animede geçiyor.)
Son olarak müziklerine bakacak olursak, gayet güzel bir açılış şarkısına sahip. Merak edenler için Round Table ft. Nino – Puzzle. Bunun yanı sıra OST albümünde bazı hoş parçalar mevcur fakat bunların arasında animeyi izlerken de kesinlikle dikkatinizi çekecek olan Pearl Kyoudai – Youkoso! Hitori Bocchi olacak eminim. Bu şarkının sözlerini de dikkate almanızı önemle tavsiye ederim. Ayrıca animede telefon melodisi olarak duyduğunuz Puruin zil sesini yıllardır sabahları uyanırken alarm sesi olarak kullanmaktayım.
Bizi okumaya devam edin…